Yazılar

Sonuç belli...

Erken seçimin sonucu şimdiden bellidir: Devrimci bir gençlik hareketinin doğuşu...

İşsizlik, sermayenin ve mülklerin el değiştirmesi, yaşam standartlarının hızla düşüşü, artan baskılar ve çözümsüzlük gençlerin geleceğe yönelik endişelerini biriktiriyor.

Gençlik geleceğini tasarlayamazken mevcut siyasi partiler kendilerine göre oluşturdukları menfaat gruplarının temsilcileri haline gelmiştir. Siyasal partiler toplumu bütünüyle kucaklama dinamizminden çok uzakta; iktidarda olmanın sunduğu imkânlardan fayda sağlamak ve kendileri ile birlikte yakın çevrelerini ihya etmek amacıyla siyaset yapmaktadırlar.

Eğitim sisteminin yerle bir olması nedeniyle Türkiye’deki üniversitelere giremeyen, Brexit sayesinde İngiltere’de okuma olanağı riske giren, Ada’daki üniversitelerde ailesinin desteği ile okusa bile sonrasında ne yapacağını kestiremeyen gençliğimizin geleceklerine dair haklı endişeleri eninde sonunda bir yerden patlayacak. Siyasette belirgin şekilde gözlenen savrulmanın temel sonucu, ekonomik ve siyasi anlamda pek çok şartı oluşan radikal bir gençlik hareketinin doğumunu hızlandırmasıdır.

İş güvencesinin olmadığı, özel sektörde hakların Güney Kıbrıs’taki gibi korunmadığı, çalışanların Türkiye’deki yan haklarının birine bile sahip olmadığı, devlette istihdamın liyakata göre yapılmadığı bir ortamda yetişen gençlerin başkaldırmak için fazlasıyla nedeni var. Çözüm umudunu yitiren gençliğin hayal kurmasını dahi engelleyen sorunlar önünde diziliyor. Politik formasyonu olmayan, dede harçlığı ile geçinmek zorunda bırakılan gençlerin geleceğe dair kaygıları en çok liselerde okuyan kuşağı baskılıyor.

Geçmişteki gençlik hareketleri, 1974 öncesi ‘Bey Faşizmi’ diye anılan dönemde büyük baskılar gördü. Türk ve Rum işçilerin bir arada örgütlenmesine karşılık sendikacıların öldürüldüğü baskı dolu dönem susturulmuş bir toplum yarattı. Köylerdeki kulüplerin kapatılarak, gençlerin bir araya gelmesinin yasaklandığı yıllar toplumu sindirdiği için bugün özel sektörün son derece kârlı şirketleri dahil pek çok firma çalışanlarına bekledikleri güvenceyi vermekten ve daha iyi olanakları sunmaktan kaçınıyor.

Ada’ya dışarıdan gelen 2. ve diğer ülkelerin gençleri emeklerini ucuza satarak özel sektörde var olabiliyor. Kimisi de yasa dışı bet ofislerinde ve bazı otellerde çalışarak yaşlarına göre yüksek para kazanabiliyor. Askerliğe başlama süresini uzatmak için eğitimine ara vermeyen, ailesinin ekonomik durumu daha iyi olan gençlerin yanında üniversite harçlarını ödeyemediği için üniversiteye devam edemeyen pek çok genç de bulunuyor. Sermayenin el değiştirmesi ile birlikte Türkiye’den ve diğer ülkelerden Ada’ya yönelen emek göçü Kıbrıslı gençlerin iş bulma olasılığını düşürüyor. Gençlerin hayatlarını kurmaktaki fırsat eşitsizliği yükseliyor, beri yandan da ailelerinin alım gücü düşüyor. Tüm bu olumsuz şartlar önümüzdeki yıllarda siyasal partilerin dışında, kendiliğinden örgütlenecek bir gençlik hareketinin filizleneceğinin göstergesidir.

Toplumun yeni yetişen bireylerine insanca bir gelecek sunma perspektifine sahip olmayan siyasal partiler, iktidarda kalabildikleri ortalama 1 sene 2 aylık icraatları döneminde gençlerin sorunlarına eğilmeden tüm problemleri hasıraltı edip, bir sonraki seçime hazırlanmaya başlıyorlar.

Politikacıların bir kast olarak hareket ettiği, kendi çıkarları için ortaklaşabildikleri bir ülkede yıllarca ha bu sene ha gelecek sene diyerek körüklenen çözüm beklentisi kof çıkınca ve umutla sarılabilecekleri bir yaşam üretilemeyince ne yapsın gençlik? Er ya da geç ayaklanacak.

Yakın gelecek, gençlerin sesinin daha gür çıkmaya başlayacağı, gençlerin mevcut siyasal partiler içerisinde örgütlenmeyi reddedeceği, yeni direniş formları ortaya çıkaracak. Mevcut partilerin sürdürülemeyecek düzeni çıkarlarını korumak adına inatla devam ettirişinin en doğal sonucu olacaktır bu...

Aynı hikâyeleri iktidardaki partilerin adı değişerek duyacağımızın habercisi olan bir eken seçim daha yapılıyor. Sandığı protesto etmek yıllardır sürmekte giden oyunu görenlerin yapacağı en doğru seçimdir ta ki daha iyi bir yaşam ve özgürlük talebini meydanlarda dillendirecek gençler sokağa insin ve yurttaşlar sürdürülemez yapıyı hakikaten yıkmaktan yana olduğunu göstersin...

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın