Yazılar

S.E.K.T.E

İktidar partileri kurumların içine yerleşmiş çetelere dokunamamaktadır. Seçim çalışmaları salgın döneminde ötelenince UBP’nin çeklerini kırdığı ileri sürülen tefeciler ve çekleri kırdıranlar iktidar mı dinliyor? Otelinin önünü hukuksuzca dolduranları CTP mi durdurmuştur HP mi?

Üniversite diplomaları var mı belli değil, askerlik yapmışlar mı emin değiliz. Yalan söylemek, işine gelmeyince sessiz kalmak ve vicdansızlık çoğunun ortak özelliği… Bir işte dikiş tutturamayınca siyasete atılmış ve kolaydan rüşvet parası ile trilyoner olmuşlar var aralarında... Birinin davası var burada, 9 aydır ülkede değil ama milletvekili maaşı almaya devam ediyor. Dönse kamu görevinden menedilebilir ama her nasılsa her şeyden sıyrılabileceğini umuyor. Neye ve kimlere güveniyor?

Yeni bir trend var: Her türlü çirkin işe girmiş zevatın sadece bir partide yuvalandığını zannedenler, muhalefete destek olurlarsa bunlardan kurtulabileceklerini sanıyor. 

Anlamak istemedikleri, yasa tanımaz çetelerin kurumlarda, iktidara kim gelirse gelsin işlerini yürütecekleridir. Sorun öncelikle kurumlardadır, kurumlar temizlenmeden ne yapsanız boştur boş… 

İktidar, kötü yönetim sergileyen memuru rüşvetle besleyen çetelere çoktan kaptırılmıştır. Girne Tapu Dairesi’nde yaşananlara, Afrika olaylarına, polisin soruşturmadığı dosyalara, dosyaları kendi dönemlerinde yerinden indiremeyen savcılara müdahale eden iktidar partileri vardıysa neredeydiler? 

İktidar partileri kurumların içine yerleşmiş çetelere dokunamamaktadır. Seçim çalışmaları salgın döneminde ötelenince, UBP’nin çeklerini kırdığı ileri sürülen tefeciler ve çekleri kırdıranlar iktidar mı dinliyor? Birçok siyasetçi çetelere göbeklerinden bağlıdır, onları kurumlara bizzat yerleştirenler kendileridir üstelik. Politikacı üzerlerinde kontrolünü çoktan yitirmiştir ve çetelerin birer maşasıdır. Otelinin önünü hukuksuzca dolduranları CTP mi durdurmuştur HP mi?

KKTC’nin sorunları toplumsal direnişle karşılaşmadığı sürece KKTC içinden hiçbir şekilde çözülemeyecektir. Öyle bir mücadele veren de olmadığına göre… İktidardan nasiplenmeye çalışacak partizanlardan ve cüzdanını şişirecek politikacılardan devrim yapmalarını mı bekleyeceğiz? Çeteler karşısında nedense kılını kıpırdatmayan 'gazeteci'lerin düzeni değiştirebilecekleri beklentisine mi gireceğiz?

En az % 5 komisyon isteyerek siyaseti her daim kirletenlere, bir de çarçabuk cumhurbaşkanlığına terfi etmek isteyenleri eklerseniz, ülkenin son yıllarının ne kadar da komik geçtiğini yazacak tarih… 

5 sene öncesine kadar yazılarında Gandi’den, Mandela’dan, Marksizmden bahsedenler, nasıl kolay hazmeden bir mideleri varsa artık, sonra faşizmin sırtını sıvazladılar. İki kez milletvekili olup, üstüne başbakanlığı görünce isterler ki hemen cumhurbaşkanı seçilsinler. 

Akademisyenlikten sıkılanın siyasette Falcon 9 hızıyla yükseldiği bir başka ülke zor çıkar. Bilimle uğraşanların siyasetin kurtlar sofrasında dans etmeye meyilli olması ise bilim adına büyük bir çelişkidir.

Birinde daha iyi bir dünya için gençleri yetiştiriyorsunuz, diğerinde klasik politikacıysanız ki öyleler, var olmak için kötülere ödün vermek zorundasınız. Bu kadar basit bir mantık hatası yapanların samimi olduğuna inanmak için epeyi saf olmak lazım. Sizler ödün vereceğinizi ve hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinizi bilerek halkı kandırdınız.

Ağzınızı açabildikleriniz bellidir. Açamadıklarınız, susup kaldıklarınız da ortadır. Meclis’te ve TV programlarında bağırıp çağırmayı çok iyi bilirsiniz, faşizmin taşladığı yerlere korkunuzdan uğrayamadığınızı da biz biliriz.

Cumhurbaşkanlığına aday olanlar arasında bugüne kadar tutarlı olmuş, bilgisi ve deneyimi ile kararlılığını her seferinde sergilemiş tek bir lider var.  Gerisi diğer sepete girmeyi reel olarak kabul etmiş, milliyetçi veya çözümcü görünen fakat zikzak çizen, güven sağlamayan, faşizmle kol kola girmiş politikacılardır. O nedenle  % 5 komisyoncuların hepsine, akademisyenlikten siyasete çark edenlere ve toplumun yıllarını utanmadan çalanlara cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir zahmet cevap verin… 

Türkiye’de toplum çoktan uyandı ve değişim geri dönüşsüz başladı. Cumhuriyet Meclisi’ne bayrak asanları pohpohlayan şuursuz milliyetçiler, namaz kılmasını bilmeden göstermelik namaza duranlar, camide görünüp evlerinde viskiye boğulanlar, Afrika Gazetesi olaylarında gıkı çıkmayanlar, kapılarını betçilere açarken vicdani retçilere sıkı sıkı kapatanlar, faşizme arka çıkarak tarihsel yükümlülüklerini yerine getirmekten aciz olduklarını ispat ettiler. Şimdi siz gerçekten yaptıklarınız unutulacak ve yanınıza mı bırakılacak sanıyorsunuz? 

Niye başlık S.E.K.T.E? Değişimi sekteye uğratanların, cumhurbaşkanlığı seçimlerde en az oy alması gerekenler listesinin 5 üyesini temsil eder S.E.K.T.E. 

Bulmaca gibi yazıyormuşum bazen! Açık değil mi ne bulmacası…

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumlar

  1. Radar Reşat
    Sonuç, içinde yaşanılan durum olmasaydı şaşmış olurdum. Partiler, halkı yönlendirmek ve yönetmek için oluşmamıştı taa baştan. Liyakatin dışlandığı, lakayıtlık ve yalakalıkla ikame edildiği ortamın yeşerteceği ancak ve ancak çeteleşme olacağı öngörüsünü dile getirenleri kim dinlemiş? Buyurun. İstenilen hasıl olmuştur. Can hanım çok güzel özetlemiştir. Buyurun. Hala kitlesel bir reaksiyon yok. Parazit gibi yaşamak da geçerli akçe olarak, vatanseverlik olarak yansıtılmakta. Sonra da halkın büyük bir yüzdesi üniversite tahsilli diye de iftihar ediyoruz. Vakit bulursanız www.radar-resat.net sayfama girin ve EĞER başlıklı 2004 yılı yazdığım yazımdan başlayarak bir göz atmanız nelerin yeşerceği uyarılarının ne zamandan beri dile getirildiğini, daha nicelerinin kaale alınmadığını, BURASI KKTC dir efendim denilerek.... Liyakati tanımayan her kurum ve kuruluşu, o inkar edilen LİYAKATSİZLİĞİN, O İNKAR EDENİ NASIL ORTADAN KALDIRACAĞI REALİTESİNİ YAŞAYARAK ÖĞRENMEK DURUMUNDAYIZ MAALESEF. ESENLİKLE KALIN RADAR
  2. Ayşe Sağer
    BundanDaha güzel bir anlatım olamaz.

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın