Özel Haber

Polis 2014 yılında Tekin Arhun’a dava okudu, aradan 7 sene geçti!

Kamuoyunda ‘Tekin Arhun’un evrakta sahteleme olayı’ olarak bilinen ancak hâlâ bir sonuç alınmayan olay hakkında Mikro-Makro yeni belgelere ulaştı. 

Kamuoyunda ‘Tekin Arhun’un evrakta sahteleme olayı’ olarak bilinen ancak hâlâ bir sonuç alınmayan olay hakkında Mikro-Makro yeni belgelere ulaştı. 

Mahkeme tutanaklarında polisin 2014 yılının başında Tekin Arhun ve Turizm Planlama Dairesi eski müdürü Turgut Muslu hakkında dava okuduğu ortaya çıktı. 

Mahkeme sırasında Davalı Tekin Arhun’un şirketi C&T Construction tarafından Bafra Arıtma Tesisi’nde inşaatın bittiğine dair sunulan Emare 28 ile, çok büyük inşaat projelerinin kontrolörlüğünü yapan, uzman kuruluş Orta Doğu Teknik Üniversitesi, ODTÜ Geliştirme Vakfı’na bağlı Elektronik Bilgisayar İnşaat A.Ş (EBİ)’nin orijinal raporu arasında ‘gözle görülür fark’ olduğu Lefkoşa Polis Müdürlüğü Adli Şube'den Polis memuru Umut Kulle tarafından şahadet olarak verildi.

Mahkemeye 27.03.2014 yılında verdiği şahadette polis memuru Umut Kulle, “Huzurumda bulunan emarenin ve orijinalinin farklı olduğunu tespit ettik. Gözle görülür bir farklılık vardı yazılarda ve bunları tetkik için Polis Genel Müdürlüğü Sahtecilik Şubesi’ne gönderdik” dedi. 

Davacı Kascon Ltd.’nin avukatı Kemal Mut’un sorusu üzerine polis memuru Umut Kulle ‘ifadelerin toplandığı’nı söyledi ve Polis’in evrakta sahteleme ile ilgili dava okuduğunu da ‘evet’ diyerek onayladı.

Yargıç evrakta sahteleme yapılıp yapılmadığına ilişkin polis tarafından kovuşturma başlatıldığını kararında teyit etti.

Hakkında polise şikâyet yapılan iki isim olduğu ve bu iki kişinin Tekin Arhun ve Turgut Muslu olduğu zaten biliniyordu. Kascon Ltd’nin eski bir yöneticisinden şikâyet edilenlerin Tekin Arhun ve Bora Turgut Muslu olduğunu haberi yapmadan önce ayrıca teyit ettik.

Davada, davacı Kascon Ltd., davalı, direktörü Tekin Arhun olan C&T Construction’dan 154 bin 574 sterlin meblağ, faiz ve masraf talep etti. Davalı C&T Construction mukabil dava açarak asıl Kascon Ltd’nin kendilerine 165 bin sterlin borcu olduğunu ileri sürdü. 

4354/2008 tarihli davanın 26/05/2015 tarihinde okunan kararında Davalı C&T Construction ve dolayısıyla inşaat şirketinin direktörü Tekin Arhun’un Kascon Ltd’ye 183 bin 884 sterlin ödemesine ve bu meblağ üzerinden 5/12/2013’den itibaren tamamen tediyeye yasal faiz uygulanmasına emir ve hüküm verildi. Arhun’un şirketi tarafından açılan mukabil dava da Yargıç Düriye Elkıran tarafından reddedilerek, iptal edildi.

Dava sırasında incelenen emarelerden Kascon Ltd.’nin kestiği toplam 1.337.7 sterlin tutarındaki iki faturanın zaman aşımına uğramasından ötürü C&T Construction’ın Kascon’a 153 bin 236.3 sterlin borcu olduğuna, 2008’deki faiz katsayısı 1.20 ile çarpılarak 2013 yılına kadar ödenmeyen borç için C&T Construction’ın Kascon’a 183 bin 883.56 sterlin ödenmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca 5/12/2013’den itibaren borca yasal faiz uygulanmasına emir verdi.

Kamu yararına sorularımızı sormamız gerekiyor:

O tarihlerde de banka sahibi olan ve çok yüksek nakit paraya sahip Tekin Arhun neden yaklaşık 154 bin sterlinlik borcu ödemedi? 

Polis 2014’de ‘gözle görülür şekilde evrakta fark olduğu’nu tespit ettiğine göre, sahteleme yapılıp yapılmadığına dair polisin soruşturmayı bitirdiği ve dosyayı Başsavcılığa gönderdiği açık değil midir?

Yargıyla ilgili iddiaların ortaya atıldığı isimsiz e-postada, Başsavcı’nın geri dönmüş bazı bet ofis ve tefeci çeklerinin ödemesinin Tekin Arhun tarafından yapılıp, çeklerin Arhun’da olduğu ve Başsavcı’nın Tekin Arhun’a borçları olduğu, bunun karşılığında Tekin Arhun’un sahte evrak dosyası ileri gitmeyecek sözü verildiği ileri sürülmüştü. Başsavcı Sarper Altıncık’ın Arhun’a borçları yoksa şayet neden Tekin Arhun hakkında dava açmıyor? Polis dava okuduğuna ve dosyayı Başsavcılığa da gönderdiğine göre Başsavcı’nın kamu yararı hat safhada olan bu kadar ciddi bir konuda dava açmaması nasıl açıklanabilir?

İsimsiz e-posta iddialarına yanıt vermeyen Başsavcı Altıncık, Mikro-Makro’nun ortaya çıkardığı Nicosia Finans tarafından kendisine, 5399/2018, 5400/2018, 5401/2018 ve 5402/2018 dosya numaralı ve tarihli 4 dava açıldığına ilişkin kanıtlar karşısında neden susuyor? 

Nicosia Finans’a uzun bir süre borçlarını ödeyemeyen Altıncık, Başsavcı seçilmeden önce nasıl borçlarını birden ve nakit olarak ödeyebildi? Bu meblağ nereden geldi? 

Başsavcı seçilmeden önce, daha fazla bankalardan borçlanamadığı anlaşılan Sarper Altıncık’ın Nicosia Finans’tan borçlandığına ve Nicosia Finans’a olan borçlarını ödeyemediği için hakkında davalar açıldıktan sonra Altıncık nereden toplam borç meblağısını bulup, dava devam ederken Nicosia Finans’a borçlarını ödedi? 

En azında isimsiz e-postadaki Tekin Arhun ve Sarper Altıncık iddiaları olaya böyle bakınca güçlü şekilde şüphe yaratmıyor mu?

154 bin sterlinlik borç gayet varlıklı bir banka sahibi için çok düşük bir borç. Bu borcu ödememek için evrakta sahteleme yaptığı ileri sürülen ve Polisin dava okuduğu tarafımızdan belirlenen Arhun evrakta sahteleme yaptıysa şayet, nasıl bir ruh durumuna sahiptir ki bankanın Yönetim Kurulu’ndan ayrılmasını ve hisselerini devretmesini gerektirecek bir suç işlemeyi göze almıştır?

Bankalar Yasası’nın 9. maddesine göre banka kurucusu ve ortakları ‘sahtecilik’ suçu işleyemezler ve ‘işinin gerektirdiği dürüstlük ve yeterliliğe sahip olmaları’ gerekir. Kurucu ortak olarak Tekin Arhun’un polisin bulguları ortadayken bu suçu işleyip işlemediğinin anlaşılması için Başsavcı neden dava açmaz? Böyle bir mevzuda bir Başsavcı kamu yararını dikkate almak zorunda değil midir?

Böyle bir suç işlenmişse ki polisin ifadesine göre ‘belgelerde gözle görülür fark vardır’, Tekin Arhun bankacılık yapamayacak kadar suç işlemeye eğilimli olabilir ve bu durumda başka mağdurlar yaratılmasına engel olunması artık doğrudan Başsavcılığın ve KKTC Merkez Bankası’nın elindedir. Yasaya göre, Başsavcı kamu yararını gözeterek herhangi bir suç hakkında dava açmak, izlemek, davayı devralmak, devam ettirmek veya ettirmemek yetkisine sahiptir. Mikro-Makro’nun ortaya çıkardığı üzere Tekin Arhun’un 3384/2016 numaralı ve tarihli bir davada ‘tefecilik’ yaptığı belirlenmiş, 4354/2008 numaralı ve tarihli davada polisin kendisine evrakta sahteleme davası okuduğu tespit edilmiş ve 2668/2015 numaralı ve tarihli bir başka davada bir şirketin hisselerini hukuksuzca ele geçirmekle mahkemelerde yargılanmış ve hakkındaki davaları kaybetmiştir. Bu kadar ciddi durumlar söz konusu iken bir Başsavcı neden Arhun’a evrakta sahteleme davası açmamaktadır? 

Başsavcı polisin kovuşturmasındaki bulgulara ve kamu yararına rağmen Arhun hakkında dava açmayacaksa şayet, bu durumda Başsavcı’nın hakkındaki o isimsiz e-postadaki iddiaların araştırılması şarttır. Bir Başsavcı’nın görevine ancak Yüksek Mahkeme yargıçlarına uygulanan aynı nedenlerle ve aynı usülle son verilebilir. 09/1976 Mahkemeler Yasası’na göre, Yüksek Adliye Kurulu, bir yargıçla aynı şekilde bir Başsavcı hakkında da ihbar ve şikâyetleri, eldeki bilgi ve delilleri ve isnat olunan hal ve davranışları göz önünde tutarak inceler ve disiplin soruşturması açabilir. Mikro-Makro yayınladığı, Başsavcı hakkında Başsavcı seçilmeden önce açılmış 4 dava dosyası numarasına ilişkin olarak kamuoyuna açık olarak ihbarda bulunmuştur. İmzasız e-postadaki iddia da Başsavcı’nın Tekin Arhun’a borcu olduğu yönündedir. Yüksek Adliye Kurulu, ilgili e-posta imzasız olduğu için e-postadaki iddiaları dikkate almama hakkına sahip olmakla birlikte, Başsavcı’nın geçmiş yıllarda ne kadar borcu olduğunu, bu borçların aniden kapatılıp kapatılmadığını, hangi gelirle ve nereden temin edilen parayla kapatıldığını, aracıların kimler olduğunu soruşturmak için haberimizin ardından yeterli delile sahip değil midir? 

Kamuoyunda birçok ailenin ve kişinin mahvına neden olan, birçok mülke tefecilik yoluyla çöktüğü ileri sürülen Tekin Arhun’a polisin bulgularına rağmen Başsavcı Sarper Altıncık dava açmıyorsa, Yüksek Adliye Kurulu kamu yararını düşünerek kamuoyunda oluşan derin şüpheyi ortada kaldırmak üzere Başsavcı hakkında soruşturma açmak için neyi bekliyor?

Anayasa’nın 136 ve 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası’nın 4. maddesi yargıçların görevlerinde bağımsız ve yargı organının sürekli üyeleri oldukları, yargıçlara emir veya talimat verilemeyeceği, onlara genelge gönderilemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunulamayacağı hususlarının elbette bilincindeyiz. Yargının her birimiyle her türlü çıkar ilişkisinden bağımsız olması gerektiğini savunur ve yargıya yapılan her nevi müdahalenin de karşısında dururuz. Ancak bu kadar şaibe altında basın olarak kamu yararını dikkate alarak, bu soruyu sorma hakkına da gazeteciler sahiptir. Telkinde bulunmuyor, sadece soru soruyoruz.

Son belgemiz ise söze hacet yok cinsinden, yorumsuzdur:

Mikro-Makro Medya Ltd’nin sahiplerinin ve çalışanlarının ve bağlı şirketlerinin ve ortaklarının Tekin Arhun’la ve şirketleriyle hiçbir ticari ilişkisi olmayıp, herhangi bir borç alacak ilişkisi içinde değillerdir. 

Düzeltme: Bu haber yapılırken verilen bilgilerde bir hata yapılmış olup, bu hata 24.06.2021, 11:56:00 itibarı ile düzeltilir: 72/1991 numaralı Hukuk Dairesi Yasası’nın 27. maddesine göre ‘Savcıların Görevlerine Son Verilmesi ve Disiplin Konuları’nda yetkili merci Yüksek Savcılar Kurulu’dur. Haberde bu görevin 'Yüksek Adliye Kurulu' tarafından yerine getirildiği şeklinde doğru olmayan bir bilgi verilmiştir. Doğrusu, 'Yüksek Savcılar Kurulu' olacaktır.
Yasanın ilgili maddesi aşağıdaki gibidir:

Sayı: 72/1991
HUKUK DAİRESİ YASASI
(83/1991, 48/1994, 42/1995, 58/2000, 61/2002 ve 27/2006 sayılı değişiklik Yasalar ile değiştirilmiş ve birleştirilmiş şekliyle)

Savcıların Görevlerine Son Verilmesi ve Disiplin Konuları    

27.    (1)    Bir Savcının sağlık nedeni ile uzun bir süre görevini yerine getiremeyeceğinin Sağlık Kurulu Raporu ile kesin olarak saptanması  halinde, Yüksek Savcılar Kurulu tarafından emekliye sevk edilebilir. Bu nedenle emekliye sevk edilen bir Savcı, Anayasa ve diğer mevzuatın öngördüğü emeklilik hak ve ödeneklerini alır.
        (2)    Yüksek Savcılar Kurulu, yetersizlikleri saptanan Savcıları görevden çekilmeye davet eder.
        (3)    Savcılar hakkında disiplin cezası  uygulama yetkisi Yüksek Savcılar Kuruluna aittir.
       Yüksek Savcılar Kurulu, Savcıların vakar ve onuru ile bağdaşmayan veya haysiyet ve itibar kırıcı ya da görev icaplarına uymayan davranışlarından dolayı haklarında disiplin kovuşturmasının gerektiren eylemin ağırlığına  göre, "Uyarma" veya "Görevden çekilmeye davet" işlemlerinden birini uygular.
    Ancak, Yüksek Savcılar Kurulu uygun ve adil gördüğü hallerde herhangi bir ceza vermeyebilir.Yüksek Savcılar Kurulu, kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri  eldeki bilgi ve delilleri ve isnat olunan hal ve davranışları göz önünde tutarak inceler ve  disiplin soruşturması yapılmasının uygun olup olmadığını takdir eder.
       Ancak, imzasız veya adressiz yahut takma ad ile yapılan ihbar ve şikayetler, Yüksek Savcılar Kurulunca  dikkate alınmayacağı gibi, esasa ilişkin olgu ve delilleri göstermeyen ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.
    Yüksek Savcılar Kurulu, disiplin soruşturmasına karar verirse, ilgili Savcıya, isnat olunan hal ve davranışını bildirerek  savunmasını dinler, gerekli gördüğü kimseleri yemin veya söz veya beyan tahtında dinler, konu ile ilgili tüm bilgileri   toplar, delilleri  saptar.   Bütün daire, teşekkül ve kurumlar ile gerçek ve tüzel kişiler sorulan hususlara, haklı istisnalar saklı kalmak koşulu ile, cevap vermek ve diğer istekleri yerine getirmek zorundadırlar.
    İlgili Savcı dilerse Yüksek Savcılar Kurulu önünde kendisi ya da avukatı aracılığıyla savunmasını yapabilir.
    Yüksek Savcılar Kurulu isnat olunan hal ve davranışları sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Hal ve davranışları sabit gördüğü takdirde bunların mahiyetine ve ağırlığına göre bu madde kuralları uyarınca işlemde bulunur.
        (4)    Yüksek Savcılar Kurulunun, yukarıdaki (2)'inci ve (3)'üncü fıkra kuralları uyarınca yapılan çalışmalarında ilgili Savcı, dinlenerek ve savunmasını yapmak hakkına sahiptir.
        (5)    Bu madde kuralları saklı kalmak koşulu  ile, Yüksek Savcılar Kurulu, Anayasa ve Yasalar uyarınca disiplin konulan hakkındaki yetkisini kullanırken, yapılan ilgili herhangi bir Tüzükte saptanan uygulama ve usul kurallarını izler.
        (6)    Bu madde bakımından "Savcı" deyimi Başsavcı, Başsavcı Yardımcısı, Başsavcı Yardımcısı Muavinleri, Kıdemli Savcılar, Savcıları ve Askeri Savcıları da kapsar.

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın