Biyokömür üretimi şu aralar şirketlerin kendi yaydıkları emisyonlarını dengelemek için satın aldıkları karbon kredileri sayesinde aniden kazançlı bir iş haline geldi.
Biyokömür (Biochar) küresel ısınmaya neden olan birincil sera gazı karbondioksiti tutan kömüre benzer siyah bir maddedir. Toprağı iyileştirmek için uzun zamandır kullanılmaktadır.
Karbonu atmosferden gerçekten uzaklaştırdığı kesin olmayan ve emisyonlar üzerindeki etkisi net olmayan birçok karbon kredisi yerine karbondioksiti yeraltına gömen biyokömüre JPMorgan Chase ve Microsoft gibi küresel şirketler ilgi gösteriyor.
Veri sağlayıcısı CDR.fyi'nin tahminlerine göre, bugüne kadar atmosferden çıkarılan yaklaşık 65.000 ton karbondioksitin neredeyse tamamı, biyokömür kullanılarak tecrit edildi.
Öncesinde toprağı iyileştirmek için çiftçilere biyokömür satmak çok gelir sağlamıyordu ancak karbon kredileri bu durumu değiştirdi.
ABD’deki biyokömür üreticisi şirketler biyokömür satarak çok gelir elde edemezken artık karbon kredileri ile biyokömür işletmeleri yılda milyonlarca dolar ciro yapıyor.
Kaliforaniya’dan Pacific Biochar Benefit Corp.'un CEO'su Josiah Hunt, karbon kredisinden gelir elde etmezden önce ton başına 600 dolardan biyokömür satmakta zorlandığını ancak Carbonfuture adlı bir platform aracılığıyla Microsoft'a ve diğer şirketlere çıkarttıkları karbondioksit başına yaklaşık 150 dolarlık karbon kredisi satmaya başlamasıyla her şeyin değiştiğini vurguladı.
The Wall Street Journal’in haberine göre, şirket sahibi karbon kredilerinden gelen ekstra gelirle fiyatlarını düşürebildi ve satışlarını artırabildi. Şimdi üzüm bağlarına ve diğer işletmelere biyokömür satıyor.
Emisyon salan büyük şirketler, karbonu ortadan kaldırdığı konusunda daha fazla kesinlik olduğu için biyokömür için daha fazla ödeme yapmaya istekliler. Ağaçları ayakta tutmak gibi projelerle bağlantılı karbon kredilerinin sınırlı çevresel faydalara sahip olması bunda en büyük etken. Bu nedenle büyük miktarda karbonu hapseden biyokömür üreticilerine, yaydıkları karbon için ödeme yapmayı daha çekici buluyorlar.
Biyokömür, binlerce yıl önce Güney Amerika'daki çiftçiler tarafından kullanılmıştır. Biyokömürün toprağın su ve besin maddelerini korumasına yardımcı olduğunu bulan çiftçiler, organik gübre olarak kompostla karıştırıldığında özellikle etkili olabileceğini ve erozyon, kirlilik veya tarımsal faaliyetlerden zarar gören düşük kaliteli topraklarda üretimi artırabileceğini kaydediyor.
Biyokömür, oksijen seviyelerini kısıtlayarak organik maddeyi ısıtan ‘piroliz’ adı verilen bir işlem kullanılarak yapılır. Böylece organik maddeler yanmak yerine kalıplanır ve odun kömürü benzeri bir malzeme üretilir. Bir yakıt kaynağının oksijenle reaksiyona girdiği ve sera gazlarını atmosfere bıraktığı yanmanın aksine, piroliz karbonun çoğunu hapseder. Biyokömür yapmakta kullanılan mısır sapları gibi tarımsal atıklar büyüdükçe karbonu emer.
Analistler, ABD'nin şu anda yılda yaklaşık 100.000 ton biyokömür üretirken, yılda yaklaşık 6 milyar ton sera gazı saldığını tahmin ediyor.
Sektörün en büyük engellerinden biri, karbonun yüzlerce veya binlerce yıl boyunca tecrit altında kalmasını sağlamaktır. Karbonun biyokömür yoluyla tutulduğu sürenin uzunluğu, toprağa ve mikrobiyal koşullara bağlı olarak değişebilir.
Bu belirsizlik ve sürenin beklenenden daha kısa olabileceğini gösteren bazı çalışmalar, yeni pazarı denetlemek için bağımsız standartlar organının oluşturulmasını gerekli kılıyor.
Kaynak: Wall Street Journal
Yorumunuz