Dünya

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölüm yıl dönümünde Time dergisine ağır eleştiri

The Washington Post yazarı ve öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın eski editörü, Time dergisini ve modern gazeteciliği eleştirdi...

Türkiye’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda 2 Ekim 2018’de canice öldürülen Suudi gazeteci, ABD’nin köklü gazetelerinden The Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın gazetede editörlüğünü yapan gazeteci Karen Attiah Time dergisini ve modern gazeteciliği sert bir biçimde eleştiren bir makale yayımladı. 

Haftalık haber dergisi Time'da 2018 yılında “Yılın Kişisi” seçilen 4 gazeteci ve bir yayın organı arasında o sene öldürülen Cemal Kaşıkçı da vardı ve Aralık 2018’de derginin New York'ta düzenlenen Yılın Kişisi etkinliğine davet edilmediği halde katılan Karen Attiah, gecede kırmızı halı üzerinde fotoğrafı çektirenlerin ve Micheal Jackson şarkılarıyla bir hayli eğlenenler olduğunu, gecenin Cemal Kaşıkçı ve diğer gazeteciler onurlandırmaktan çok davetlilerin dans ettikleri bir parti havasında geçtiğini vurguladı.

Cemal Kaşıkçı’nın eski editörü “Dünya hep Cemal Kaşıkçı cinayetini geride bırakmak istedi” başlıklı makalesinde, gecede sahneden Cemal Kaşıkçı için hazırlanan görselden sonra aynı yılın başka Time kapaklarının gösterildiğini ve 2018’de yılın en etkili 100 kişisi arasında bulunan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın (MBS) görüntülerinin de sahneye yansıtıldığını belirtti.

Cinayet kurbanı ve katil zanlısı aynı şekilde gösterildi

Gazeteci olayı “Böylece bir cinayet kurbanı ve katil zanlısı aynı seviyede, aynı şekilde, her ikisi de partinin birer destekleyici unsuru olarak gösterildi” diyerek eleştirdi.

Modern gazeteciliğin tarafsızlık adı altında taraflara eşit kapsam sağlanmasına saplanıp kalmasını ve zalimlere ezdikleriyle eşit muamele etme gayretini eleştirdi

Karen Attiah geceden 5 yıl sonra Cemal Kaşıkçı ve Prens Muhammed bin Selman’ın yan yana getirilmesinin kendisini neden bu kadar rahatsız ettiğini paylaştı ve “Bu, modern gazeteciliğin her iki tarafçılığa da saplanıp kalmasının ya da zalimlere ezdikleriyle eşit muamele etme ve zalimleri yükseltme yönündeki ısrarcı eğiliminin bir tezahürüydü. Daha da kötüsü, modern gazeteciliğin dünyanın dört bir yanından insan haklarını savunan ilerici sesleri merkeze koymaktan uzaklaştığını gözlemliyorum. Üzülerek söylemeliyim ki günümüz medyasının Cemal gibi Arap yazarların söz sahibi olmasını zorlaştırdığına inanıyorum” diye yazdı.

Kaynak: The Washington Post

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın