Yazılar

Enkaz

Sermayenin el değiştirmesi ile emek piyasasında gitgide daha az istihdamla yüzleşen toplumumuzun pek çok üyesi her nasılsa devlette ve kalan Kıbrıs firmalarında iyi kötü yaşamlarını sürdürebilecek kadar kazanacakları rüyasını görmeye devam ediyor.

Yıllarca Güney Kıbrıs ve Türkiye rekabetinden uzakta kârına kâr katmış sermaye sınıfımızın pek çok üyesi rakipsiz, kapalı bir ekonomide ganimetle, tüm devlet olanaklarından yararlanarak, kamu bankalarının içini boşaltarak ve 2’ye mal ettiğini 20’ye satarak zengin oldu. Eski kârlar yok artık. Risk almadan ticaretle uğraşmaya alışmış olanlar hem Türkiye hem de Güney Kıbrıs’la rekabet etmek zorundalar. Resmi tamamlamak zor değil; geçmişte sunulan tüm imkânlara karşın aşırı borçlu şirketler geleceği bir sonraki kuşağa devredemiyor: Kimisi yok pahasına el değiştiriyor, kimisi batıyor, kimisi yol yakınken ülkeyi terk etmeyi düşünüyor.

Yerlerine gelenlerin niteliği hükümetlerin iktidarlarını korumak için peşkeş çektiği arsalar üzerinde, beleşten elde ettikleri ile kazandıkları sürece yatırım yapan yurt dışı sermaye ile sınırlı. Ve açıktır ki bu sermayenin belirleyici bir bölümü işin ehli olduğu için Ada’ya gelmiyor. Aksine başarılı olamadığı için veya KKTC’nin tanınmamasının getirdiği bazı kolay, çokça yasa dışı para kazanma yollarından fayda sağlamayı umarak Kıbrıs’a geliyor. Öyle değilse, Koç’la Sabancı gelsin de görelim. Gelmiyorlar. Vurkaççılar, ipotekli tapuyla iş yapan, parsayı topladıkları gibi memleketlerine geri dönen inşaat firmaları, yasa dışı betçiler, kara para aklayanlarsa dünyanın her yerinden Ada’ya gelebiliyor.

Artan şiddet olayları içinde öngörülemez bir gelecekle bir başına bırakılan toplumsa mevcut düzenin zorlanarak da olsa bir şekilde devam edeceğini varsayıyor. En büyük sorun da burada düğümleniyor.

Entegrasyon, sermayenin değişimi ve dağıtılan vatandaşlıklarla bambaşka bir katman yaratıyor ve kurulan düzenin azalan nimetlerini sınırını geliştirerek, çürük politikacılar lehine daha pahalıya satabilmenin yollarını açıyor.

Ekonomik düzenler insanların davranışlarını ve toplumsal varoluşlarını belirler. Son derece rekabetçi bir ekonomide gözünü açanlar ve konumlarını korumak için çok çaba ortaya koymuş insanların biçim verdiği toplumsallaşma ile hiç rekabete alışmamış bir ekonomide ganimetle zenginleşmenin şekillendirdiği toplumsallaşma aynı olamaz. Bu aynı olamama halinin getirdiği rekabet özel sektörde olduğu gibi devlete yapılacak yeni istihdamlarda da rengini ortaya koymaya başlayacak.

Velhasıl, kurulan düzenin bugüne dek sunduğu imkânlar hat değiştirerek artık başka kanala akıyor. Tablo vahim. Normal şartlar altında hiçbir toplum böylesi bir enkaz devralmayı istemez, direnir. Normal olmayan şartlar altında oksijen tüpüyle nefes almaya alıştırılmış bir toplum ise fazla oksijenin getirdiği uyku hali içinde, doğal reflekslerini yitirir. KKTC’de yaşadığımız tam da budur. Dünyanın bir başka ülkesinde gelişmeyecek hayali bir yaşamın içinde doğan ve yetişen insanlar ortaya çıkan bu gerçek dışı yapının sonunda kurbanı olduklarını görememektedir.

Eskiden fanus içinde yaşadığımızdan söz ederdik. Fanus kırıldı; her yerden, her şeye açık, yeni bir düzlemde korunaksız ve alabildiğine vahşi bir yaşam başımıza çöktü. Kırılan fanusun ortaya çıkardığı yeni olanaklardan yararlananlarsa artık başkaları. Ve bu başkaları normal olmayan şartlardan fayda sağlamaya çalıştıkları için kaba ve şiddet içeren deneyimler de fanusun kırıldığı günden beri artarak kendini gösteriyor.

Toplumun gerçek dışı kapalı düzenden uyanışı bir uçtan diğerine aniden savrularak gerçekleşiyor. Bu da oksijen tüpü ile nefes almaya alıştırılmış birine oksijeni gittikçe tükenen bir ortamda yaşamayı emrediyor. Nasıl yaşayacak, yeni durumla nasıl başa çıkacak bilemiyor ve ülkesini terk etmenin çözüm olduğunu düşünmeye başlıyor. Sanki gideceği yerde oksijen tüpü varmış gibi… Ve bazıları yetkileri devretmekten bahsediveriyor, tüm toplumun son devir işlemleri bitirilmekteyken.

Her ne olursa olsun hayat mücadele edenlerin, umutsuzlukla başa çıkanlarındır.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın