Yazılar

Dinozorlar

   Dinozorların dünyaya milyonlarca yıl hükmettiği düşünülüyor. Uçanı, sürüngeni ile pek çok türü olan, nesli tükenmiş bu canlılara ‘dinozor’ ismini veren ise 1800’lü yıllarda, ‘sir’ unvanlı bir İngiliz, paleontolojist Richard Owen olmuş. Antik Yunancada ‘korkunç sürüngen’ anlamına geliyor. İnsan gibi iki ayağı üzerinde durabilen dinozor soyunun dışarıdan bir güçle, dünyaya çarpan bir gök taşı nedeniyle 60 küsur milyon yıl önce tükendiği varsayılıyor. Bilim, havada uçan kuşların atasının dinozorlardan evrimleştiğinde birleşiyor.
   Doğada nesilleri tükense de Kıbrıs Türk siyasetinde antik dinozor ruhu partilere üflenmiştir ve siyaset dinozorlara tabi olagelmiştir. Sadece dinozorların el verdiği, ‘yürü’ dediği adaylar öne çıkmış; gerisi siyaset tarihinden silinmiştir. Toplumumuzun erkek egemen yapısı, baskılara karşılık dinozorların önünde eğilen ve ağzını açamayan yeni bir siyasetçi kimliği yaratmıştır. Görünüşte genç olan bu siyasetçiler partilere egemen olan dinozorlardan kopma cesareti gösterememiştir. Dinozorların desteği ile siyasette bir anda merdivenleri çıkmaları, bunun temel nedenidir. Normal şartlar altında partileri için gece gündüz çalışanların hak etmesi gereken milletvekili adaylıkları birdenbire partili olan veya bir başka partiden transfer olanlara verilmiştir. Siyasete hayatlarının ortasında girerek aniden yükselen adayların tecrübesizlikleri dinozorların partilerdeki gücünü pekiştirmiştir.
   UBP’den CTP’ye dinozor damgalı partiler düzeni değiştireceğine düzenin devamından fayda sağlayan yapılar haline gelirken dinozor iktidarının ancak dışarıdan bir güçle devrilmesi beklenmelidir. Dinozorların tabiatta yok oluşlarına neden olan, ister bir göktaşı ister bir volkanik patlama olsun, dış etkilerdir. Kıbrıs Türk siyasetinde dinozorların temsil ettiği ve politikaya dayattığı çıkar oluşumlarını dağıtacak olan da Türkiye ve dünyanın bütünündeki dıştan bastıran değişimlerdir. Yeni bir oluşum gibi lanse edilen ‘Türkiyeci’ partinin Kıbrıs Türk siyasetinde yer edinmesi, Türkiyeci olmak dışında bir özelliği bulunmadığından ve Türkiye’den bağımsız bir söylem geliştiremeyeceğinden dönemsel ve geçicidir. Fakat Türkiye ekonomisindeki ve siyasetindeki olumsuzluklarla dünyadaki gerek ekonomik gerek siyasi değişimler Kıbrıs Türk siyasetinde belirleyicidir.
   Ekonomi bozuluyorsa, ganimeti satın alacak kalmamışsa, kumarhaneye kumar oynamaya gelecek kumarbaz sayısı azalıyorsa, üniversitelere gelen olan öğrenci sayısı düşecekse, Avrupa ekonomik krizin eşiğindeyken yabancı turist uygun fiyata kendi ülkesinde ısınan iklimden yararlanmayı tercih edecekse, işte bu dış etkiler Kıbrıs Türk siyasetini değiştirir. Kaç kişi yalnızca milletvekili maaşı için siyasete atılıyor olabilir ki? Maaş artı komisyonlar olmasa, maaşların yanında gizli ortaklıklar verilmese, maaşın yanı sıra geleceğe yönelik kariyer yatırımları yapılmasa, maaşlara izin paraları eklenmese piyasada siyasetçi mi kalır?
   Sabredin, yıllardır beklediğimiz o günler geliyor. Ortada para olmayınca siyasetten tası tarağı toplayıp ayrılacakların sayısının arttığına tanık olacağız. Dinozorlarla, dinozor destekli pişkin sahtekârların, yolsuzluğa battıkları halde gülen palyaço maskesi yüzlerinde, ağızlarına yapışmış o değişmez sırıtışları ile ortalarda arsızca dolananların sonu yazılıyor. Dışarıdaki ekonomik sıkıntılar Türkiye ve dünyada öyle bir tavan yapacak ki maalesef, ülkesini sevenlerle kendinden başkasını sevmeyenler bir bir ortaya çıkacak.  Zor her zaman oyunu bozar. Zorluklara göğüs gerebilecek yurtseverlerle kolayın rahatlığında para desteleyenlerin arasındaki fark, tüm dünyada kendisini gösterecek.
   Bu durum sanıldığı gibi çok olumsuz bir gelişme değil. Evet, bayağı hırpalanacağız ama sonunda Türkiye’de, Kuzey Kıbrıs dahil dünyanın kalanında toplumsal mücadelenin renkli ve parlak enerjisinin, ayrımcılığı ve yoksulluğu reddeden, adaletli bir gezegene güç vereceğinden emin olun. Özelleştirme kisvesi altında yapılan peşkeşlere, silah, askeri teçhizat ve petrol satışlarını artırmak için çıkarılan savaşlara insanlık daha fazla kanmayacak. Fransa’dan ABD’ye ve Türkiye’ye kadar yaşanmakta olan gelişmeler eşit ve adil bir dünya istencini ortaya koyuyor.
   İnsanlık ne zaman bir adım geri gittiyse sonrasında iki adım ileriye gitti. Bizim dinozorlarla tüm faşistlerin haberi olsun.

 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın