Yazılar

Derinleşen kriz

Geçtiğimiz günlerde 14 Türkiye bankasının kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesi Türkiye ekonomisi açısından son derece olumsuz bir gösterge. Amerikan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye hükümetinin kredi notunu 2016’dan bu yana her sene daha da düşürüyor. En son geçtiğimiz günlerde, 7 Mart 2018’de Türkiye’nin borçlarını ödeme kapasitesini Ba1’den Ba2’ye indiren ve durağan olarak değerlendiren kuruluş, Türk bankalarının notunu da 2 gün sonra düşürdü. Moody’s Türkiye’nin notunu düşürmesinin nedenlerini ‘Türkiye hükümetinin kurumsal gücünü kaybetmeye devam etmesi’ ve ‘dış şok riskinin yükselmesi’ olarak açıkladı. 2018 için Türkiye’nin büyüme hızının % 4’e ineceğini, yüksek enflasyon oranlarının tek haneli rakamlara düşürülemeyeceğini ve Türkiye hükümetinin bankalara destek sağlama kapasitesinin azaldığını ileri süren derecelendirme kuruluşu, yüksek genç işsizliği, siyasi risklerin artışı ve zayıf yatırım ikliminin Türkiye bankalarının kredi notunu düşürdüğünü iddia etti.

Türkiye bankalarının kredi notunun düşmesi Türk bankalarının yurt dışındaki diğer bankalardan aldıkları kredilerin yani sendikasyon kredilerinin alım kapasitesini de aşağıya çekecek. Bankalar müşterilerine nasıl kredi veriyorsa uluslararası banka grupları de diğer bankalara kredi sağlıyor. Türkiye bankaları yurt dışından dolar ya da Euro cinsi kredi alıp müşterilerine özellikle ‘konut kredisi’ ve ‘ihtiyaç kredisi’ olarak TL cinsinden kredi satıyor ve epeyi kâr ediyorlardı ancak son not düşürme ile birçok banka sendikasyon kredisini beklediği oranda temin edemeyecek ya da kredileri daha uzun vadeli almayı deneyerek daha çok faiz ödeyecek. Borçlanma maliyetleri dövizdeki yükseliş ve ödeyecekleri faizle artan bankalar kâr marjlarını korumak üzere faizleri yükseltmek zorunda kalacak.

Üstelik kamuoyunda ‘Zarrab Davası’ olarak anılan, ABD’de görülen davanın kararı önümüzdeki ay, 11 Nisan tarihinde açıklanacak. Cezanın kesinleşmesi sonrasında Amerikan Hazine Bakanlığı duruşmalarda adı geçen 6 Türk bankasına İran’a yönelik yaptırımı ihlal etmekten ve uluslararası bankacılık sistemine aykırı hareket etmekten ötürü ceza ya da yaptırım kararı verirse Türkiye bankalarının yurt dışından fon bulması iyice zorlaşacak.

KKTC ekonomisi de şu anda zor süreçlerden geçiyor. 4’lü koalisyonun önündeki en büyük sorun ekonomideki olumsuz tablo. Bütçenin hızla hazırlanması ve süratle Meclis’ten geçirilecek oluşu devletin yapacağı ödemeler sayesinde piyasaya nispeten nefes aldıracak fakat döviz cinsinden borçlu olanların sorunlarının katlanarak devam edeceği açık. Yurt dışından borç para alamayan yerel bankalar işler kötüye gittiğinde esasen avantajlılar ama uzun zamandır şube bankaları ile rekabet etmekte zorlanıyorlar. Öte yandan yerel bankalar ve şube bankalarında çalışan yerel yöneticiler müşterilerinin yaşadığı problemleri çözmekte her zaman daha başarılıdır. Müşterilerinin kurum ve kuruluşlarla yaptıkları ticari iş birliklerini yerel alana hakim oldukları için çok daha kolay takip ederler ve kişiler hakkında seri ve kapsamlı bilgi toplayabilmelerinden ötürü müşteri profilini daha hızlı çıkarırlar. Dolayısıyla hükümet riskleri önlemekte yerel bankacılığı güçlendirecek adımlar atmak zorunda. Devlet ve kooperatif bankalarının sunduğu olanakların haksızca yandaşlarla dağıtılmasını engellemekle işe başlanabilir.

Olağanüstü koşulların yaratacağı kriz dönemine ilişkin hükümetin daha da geç kalmadan çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmasına ve konunun bütünüyle tartışılmasına büyük ihtiyaç var. Türkiye’de nasıl olsa seçim var ekonomiyi batırmazlar gibi bir anlayışı seslendirenler sürecin her an kontrol dışına çıkabileceğinin farkına varmamış durumdalar. Türkiye ekonomisinde yaprak kımıldamazken Kuzey Kıbrıs ekonomisinde emlak sektörü dışında hareket yok. İnşaat furyası sayesinde Ada’da mülk satın alanlarsa genellikle Türkiyeli yatırımcılar. Türkiye’deki kriz derinleştikçe doğal olarak Kıbrıs’tan ev alanların sayısı da azalacak. Sonuç olarak ekonomideki kriz daha da derinleşecek.

Şartlar böyle seyrederken ekonomi için acil çareler üretilmezse sosyal patlamaların kapının önünde beklediğini öngörebiliriz.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın