Kıbrıs

CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya: 'Kadınlar birer mal gibi kataloglanıyor'

'Seks işçiliğini tanımlayın, sendikalaşma hakkı verin derdim. Artık gece kulüplerinin kapatılması gerektiğini düşünüyorum!'

Cumhuriyet Meclisi'nin 4 Mart 2025 tarihli 29. Birleşiminde konuşma yapan CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Alayköy’de bir gece kulübünde dün hayatını sonlandıran 25 yaşındaki Anastasia Melega’ya değinerek, “dün akşam bir gece kulübünde bir seks kölesinin öldüğü”nü ve “ülkede çeyrek asırdır seks köleliği yapıldığı”nı hatırlattı.

Derya, “Bu ülkede devlet eliyle, polis eliyle, kurumlar eliyle insan ticareti ve seks köleliği yapılıyor. Bununla ilgili mevzuata baktığınızda, gece kulüplerini düzenleyen yasaya baktığınızda bir komisyon var. İçişleri Bakanı'nın Müsteşarı, Kaymakam, Muhaceret Müdürü, Temel Sağlık Hizmetleri Temsilcisi, Çalışma Dairesi Temsilcisi ve ilgili belediyenin müdürü var. Ne yapıyor bu komisyon? Bir gece kulübünün birinci sınıf mı, ikinci sınıf mı olduğunu belirliyor. Sınıflandırma yapıyor, izin veriyor ve güya denetim yapıyor.” diyerek devam etti.

"Madem ki bu ülkede fuhuş yasak, nasıl oluyor da bir gece kulübü sahibi bu konuda herhangi bir ceza almıyor?”

İlk milletvekili olduğu dönemde “bu konuda çok konuştuğu”nu ve gece kulübü sahiplerinin hedefi haline geldiğini belirten CTP Lefkoşa Milletvekili, ilk döneminde bugüne kadar fuhuş yaptırmaktan herhangi bir gece kulübü sahibinin bir kere bile ceza almamasını sorguladığını, “Madem ki bu ülkede fuhuş yasak, nasıl oluyor da bir gece kulübü sahibi bu konuda herhangi bir ceza almıyor?” sorusunu sorduğunu ve gece kulübü sahiplerinin fuhuş yaptırdıklarını reddederek yalan söylediklerini belirtti.

"Bazen sabah 8'de alıyor müşteri, akşam üzeri saat 6'da müşteri getiriyor, yani on saat. Ondan sonra yemeğini yiyor, duşunu alıyor. Saat 20:00'de başlıyor konsomasyona, saat 01'e kadar. Ondan sonra da müşteri varsa otellere gönderiliyorlar ve 24 saat çalıştırılıyorlar"

“Arada arayıp tehdit ediyorlardı. Meclise davet ettik bir gün ve şahsen sorular sordum kendilerine: Bir kadını günde kaç saat çalıştırıyorsunuz? Gece kulübü sahiplerinin verdiği cevabı söyleyeyim: Kadına göre değişiyor. Bazen sabah 8'de alıyor müşteri, akşam üzeri saat 6'da müşteri getiriyor, yani on saat. Ondan sonra yemeğini yiyor, duşunu alıyor. Saat 20:00'de başlıyor konsomasyona, saat 01'e kadar. Ondan sonra da müşteri varsa, dışarı çıkarılmak üzere gardiyan diyeyim artık – çünkü istemiyorum o küfürlü kelimeyi kullanmayı – onlar eşliğinde otellere gönderiliyorlar ve 24 saat çalıştırılıyorlar. Peki, bu insanlara ödenen ücret nedir diye sorduğumda, ‘Genç ise pahalı, yaşlı ise ucuz’ cevabını almıştım. ‘Yaşlı dediğiniz kaç yaşındadır?’ diye sorduğumda ise ‘23, 24’ cevabı verilmişti. Çünkü zaman zaman kendi gördüğüm vakalar da dahil, on sekiz yaşından küçük insanlar da getiriliyor ve orada seks köleliği yaptırılıyor. Pasaportlarına devlet eliyle el koyularak yapılıyor.” dedi.

"Teberrüken Uluçay'ın İçişleri Bakanı olduğu dönemde, seks köleliği ile ilgili bir ihbar hattı kurulmuştu. Broşür çıkarılmıştı, tam da sınır kapılarından insanlar gelirken görsünler diye. Haklarını bilsinler ve eğer seks köleliğine maruz kalırlarsa, şikâyette bulunacakları hattı arasınlar ve ihbarda bulunsunlar diye. Daha sonra Ulusal Birlik Partisi geldi ve bu uygulama ortadan kalktı. Çünkü devlet eliyle bu seks köleliği yapılıyor"

Bundan dolayı 2020 yılında insan ticaretini ve insan kaçakçılığını suç sayan maddeleri CTP'li kadın milletvekilleri olarak öneri verdiklerini ve Ceza Yasası’na koyduklarını belirten Doğuş Derya sözlerini şöyle sürdürdü:

“O günden beridir de herhangi bir gece kulübü sahibinin insan ticareti yapıyor olmaktan kaynaklı ceza aldığını görmedik. Çünkü devlet bununla ilgili aslında bir işbirlikçi gibi çalışıyor. Ne yapıyorlar biliyor musunuz arkadaşlar? Ben bunu yapmak istemiyorum diyen kadını alıyorlar. Değirmenlik tarafında "Tepe" diye bir başka gece kulübü var. Gece kulüpleri kendi aralarında anlaşmalıdır. Kadın, kendi ülkesine gönderilmeden önce orada barındırılıyor. Hatta gece kulübü sahipleri arasında bununla ilgili rekabet var. "Niçin onun kulübüne gider de benimkine değil?" Çünkü orada bulunduğu süre içerisinde, ülkeden gönderilinceye kadar geçen süre içerisinde çalıştırılmaya devam ediliyor. Teberrüken Uluçay'ın İçişleri Bakanı olduğu dönemde, seks köleliği ile ilgili bir ihbar hattı kurulmuştu. Broşür çıkarılmıştı, tam da sınır kapılarından insanlar gelirken görsünler diye. Haklarını bilsinler ve eğer seks köleliğine maruz kalırlarsa, şikâyette bulunacakları hattı arasınlar ve ihbarda bulunsunlar diye. Daha sonra Ulusal Birlik Partisi geldi ve bu uygulama ortadan kalktı. Çünkü devlet eliyle bu seks köleliği yapılıyor.”

"Yasaya göre 12 konsomatris sınırı var. 12 konsomatris kârlı gelmeyince diğerlerini öğrenci olarak kaydedip belirli apartmanlarda seks köleliği devam ettiriliyor"

Gece kulüplerinde yasaya göre 12 konsomatris sınırı olduğunu ancak gece kulübü sahiplerine 12 konsomatrisin kârlı gelmediğini söylediğini kaydeden Derya, gece kulübü sahiplerinin bizzat kendilerinin ifade ettiğine göre öğrenci olarak kaydedip belirli apartmanlarda seks köleliğinin devam ettirildiğini açıkladı. “Yani devletin kaydı dışında, yasa dışı bir şekilde bu fuhuş ve seks köleliği devam ettiriliyor. Yetmezmiş gibi, internetten hemen Google’a bakın arkadaşlar: "Kıbrıs Gece Kulüpleri Rehberi" ve "Kıbrıs Gece Turu" diye siteler görecekler. Orada gece kulüplerinin katalogları var. Kadınlar, hayvan gibi, birer mal gibi kataloglanıyor.” dedi.

CTP Lefkoşa Milletvekili, “Ve zannetmeyin ki Türkiye'deki kadar pahalıdır, Kıbrıs'ta gayet ucuz. Onun için "buyurun gelin" diye WhatsApp mesajları veriliyor ve kendilerinin 15 yıldan fazla bir süredir bu işlerde ihtisaslaşmış olduklarını, profesyonel olduklarını söylüyorlar. Gece kulübü sahipleri birliğinin açtığı bir site olduğunu tahmin ediyorum. Ama o sitede benim sayabildiğim 29 gece kulübü varken, diğer "Kıbrıs Gece Turu" olarak aslında gece kulüpleri arasındaki ulaşımı sağlayan ve pazarlamayı yapan bir başka şirkette 49 tane gece kulübü olduğunu görüyoruz. Bu bir insanlık ayıbıdır. Bu, devletin göstere göstere insan hakları ihlali yapmasıdır.” diyerek sözlerine devam etti.

"Bizim ülkemizde ise hem 'fuhuş yasak' diyecekler hem de insanların seyahat belgelerine el koyarak onları gece kulüplerinde çalışmaya zorlayacaklar!"

Dünyanın başka yerlerinde seks işçiliği bir meslek olarak tanımlandığını ve çalışma saatleri, izin hakları, tatil hakları, sağlık güvenceleri ve emeklilik hakları belirlenerek bunun bir meslek olarak icra edilmesinin sağlandığını dile getirdi ve “Bizim ülkemizde ise hem 'fuhuş yasak' diyecekler hem de insanların seyahat belgelerine el koyarak onları gece kulüplerinde çalışmaya zorlayacaklar!” ifadelerini kullandı.

Kimsenin çalıştığı yerde barındırılmaması gerektiğini fakat "7-24 hizmet veriyoruz" diye sitelerde de gösterildiği üzere, bu insanların 7-24 çalıştırıldıklarını ve köle yapıldıklarını belirtti.

"Ben artık gece kulüplerinin kapatılması gerektiğini düşünüyorum"

Doğuş Derya, “Daha önce ‘eğer bu ülkede bu devam edecekse seks işçiliğini tanımlayın, sendikalaşma hakkı verin. Örgütlenme hakkı verin, ajansların onları buraya getiren ve önce 'kendim bir tadına bakayım' deyip tecavüz eden gece kulübü sahiplerinin elinden kurtarın. Hatta gidip orayı denetlemesi gereken bütün kurumu töhmet altında bırakmak istemiyorum ama kadınların kendilerinin anlattığı, rüşvet olarak kadınla cinsel ilişkiye giren polisler dahil, bunların elinden kurtarın’ diyen biriydim. Fikrimi değiştirdim. Fikrimi değiştirdim çünkü böyle iktidarlar varken... Bu ülkenin çocukları okullarda cinsel istismara maruz kalırken, memleketin toprakları peşkeş çekilirken, ülkenin kaynakları tamamen şirketlere transfer edilirken ve suç işleyen insanları memnun etmeye ayırılmış bir zihniyet varken... Ben artık gece kulüplerinin kapatılması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

CTP’li eski başbakan Özkan Yorgancıoğlu hükümeti döneminde, Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı hatta Eğitim Bakanlığı arasında bir koordinasyon kurulduğunu, üniversiteye devam eden, kayıtlı görünüp de gitmeyen öğrencilerin tespitinin yapılmaya çalışıldığını ve böylece bu insanlık ayıbına maruz kalıp da istismar edilen öğrencilerin bulunmaya çalışıldığını anlatan Derya, gece kulübü sahiplerinin aktardıklarına göre KKTC’deki gece kulübü piyasasını derecelerine göre sınıflandırdı:

Alayköy, Omorfo, Mağusa gibi bölgelerde açılan gece kulüplerine "Ben ava gidiyorum hanım" deyip çıkan aslında daha orta sınıf altı insanlar gidiyor.

Öğrenci evlerine biraz daha maddi durumu iyi olanlar gidiyor.

Bir de yurt dışından katalogdan kadın beğenip gelen üst rütbeliler, kelli felli adamlar var; içinde iş insanları var, siyasetçiler var. Onlar da otele gidiyorlar. Resepsiyonistin aldığı ücret ayrı, taksicinin aldığı ayrı.

"Türkiye'deki yetkililere mektup yazarken dini referanslarla bir sürü şatafatlı cümlelerle teşekkürler, kutlamalar yazarsınız. Ama memleketteki en büyük ahlaki çöküntünün başında bu var"

Derya, “Kadına zaten para vermiyorlar. Bana bunu gece kulübü sahiplerinin kendileri söyledi: ‘Taksici yer parasını’ Kaybedermiş parasını. Ve kadını ülkesine göndereceğinde, atıyorum alacağı altı bin dolarsa, üç bin dolarını verip, ‘Gerisini istersen tekrar gel’ diyorlar. Türkiye'deki yetkililere mektup yazarken dini referanslarla bir sürü şatafatlı cümlelerle teşekkürler, kutlamalar yazarsınız. Ama memleketteki en büyük ahlaki çöküntünün başında bu var. Bu insanlar işte Ukrayna'dan gelir, Moldova'dan gelir, Belarus'tan gelir. Sitelerde de yazar ha, bu arada pazarlayacaklar ya… "Ağırlıkla Belarus, Ukrayna, Moldova, Fas ve civar bölgelerden gelenler var." "Esmerlerimiz de var." "Siyahlar var." diyerek sözlerine devam etti. 

Derya, “O zaman sen seks işçiliğini tanımlarsın ve dersin ki: ‘Benim ülkemde seks işçiliği vardır ve bu insan kendi evinde yaşayarak, örgütlenme hakkını alarak, birçok hakkını güvence altına alarak bu işi yapabilir.’ Bu başka bir şeydir. Ama hem ‘bu yok’ diyorsun hem de insanları sömürüyorsun. Bu olacak bir iş değil. Ondan sonra da ‘nokta nokta devlet istemiyoruz’ dediğinde feministler, yani kadınları satan o adamların adını söylemek istemiyorum burada. Bunu söylediğinde ‘Ayıp ediyor’ diyorsunuz. Devlet eliyle yapılıyor bu. Siz bunu devlet eliyle yapıyorsunuz.” dedi.
Dün akşam ölen kadının alabildikleri bilgilere göre kendisini astığını açıklayan CTP Milletvekili, bu kadınlara, o yaptıkları işe tahammül edebilsinler diye uyuşturucu verildiğini vurguladı ve “Kimyasal başta olmak üzere kaç defa denetim yapıldı?” sorusunu sordu.

"Kadınlar gebe kalıyordu ve alıp götürüyorlardı devlet hastanesine, kadınları kürtaj yaptırıyorlardı. Hastane dedi ki: "Ben artık kürtaj yapmam" ki doğum kontrol yöntemi değildir. Efendilerin işine de gelmiyor. Kadın zaten ameliyat oluyor da çalışamıyor. Bir hafta nekahat süreci var. Çünkü böyle, insanların sırtından para kazanılıyor (...) Kumarhanesi ayrı, bahisçisi ayrı, narkotikçisi ayrı, insan ticaretçisi ayrı... Gurur duyun arkadaşlar, eseriniz bu! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak falan diye hamaset yaparsınız ya… Memleket ne hale geldi yahu?"

CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, “Devlet hastanesi çok uzun süredir kürtaj uygulamıyor. Neden bilir misiniz? Bir doğum kontrol yöntemi olmadığı halde, müşteri prezervatif kullanmak istemez diye... Cinsel yolla bulaşan hastalıkları geçtim... Kadınlar gebe kalıyordu ve alıp götürüyorlardı devlet hastanesine, kadınları kürtaj yaptırıyorlardı. Hastane dedi ki: "Ben artık kürtaj yapmam." Ki doğum kontrol yöntemi değildir. Efendilerin işine de gelmiyor. Kadın zaten ameliyat oluyor da çalışamıyor. Bir hafta nekahat süreci var. Çünkü böyle, insanların sırtından para kazanılıyor. Yani her bu kürsüye çıktığımda utandığımdan bahsederim. Niçin ben utanıyorum? Ama bu ülkede yaşamaktan utanıyorum. Adını sanını bilmiyoruz. Yüzünü görmedik, tanımıyoruz ama bir anne ve babanın evladı olan, belki kendi çocukları olan bir insan öldü dün akşam. İçinizde bir şey hisseder misiniz? Onu merak ederim. Gerçekten merak ederim. Kız babası olanlarınız var aranızda. Bir ülkenin koşulları yoksuldur diye o ülkenin insanları işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Seks kölesi oluyor. Mafyanın eline düşüyor. Kurtarılamıyorlar. Kumarhanesi ayrı, bahisçisi ayrı, narkotikçisi ayrı, insan ticaretçisi ayrı... Gurur duyun arkadaşlar, eseriniz bu! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak falan diye hamaset yaparsınız ya… Memleket ne hale geldi yahu?” dedi.

Derya İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’a seslenerek sözlerini şöyle bitirdi:” Ya bu gece kulüpleri kapatılacak, ve bu insanlık ayıbına artık son vereceksiniz. Daha farklı bir cümle kullanmak istemiyorum. Ama ölen insanların kanı sizin elinizde. Çünkü şu anda yetkili konumdasınız. Şu anda yetkili konumdasınız. Ve bu insanların ölmesini, istismar edilmesini, dayak yemesini, tecavüze maruz kalmasını engellemek elinizde. İki üç tane gece kulübü sahibi bağıracak, tehdit edecek, beni çok ettiler. Gece vakti arayıp tehdit edenler oldu. Bir tanesi vardı, Mahşeker, şimdi öldü de... Adımı bile bilmezdi. ‘Defne Hanım’ diye açardı telefonu. ‘Ben Doğuş Derya’yım’ derdim yine. ‘Ha, adın D ile başlar’ derdi. ‘Ben gece kulübü sahibi olabilirim ama pub da çalıştırırım, gece eğlence mekânı da çalıştırırım, başka mekânlar açarım.’ derdi.

Kendini aklamaya çalışanlar da oldu. Devir edenler oldu. İzni verdiğiniz gece kulüpleri, hava parasıyla devrediliyor. İsmi başka görünüyor. Çalıştıran başkadır. Onun içinde dönen pisliğin haddi hesabı yok. Bir cevap beklerim. Sınır aşırı örgütlü suçlarla mücadeleyi öngören Palermo Sözleşmesi’ni 2018’de bu Meclis'e CTP grubu olarak sunduk. Arkasına döndük, ek protokoller verdik. İnsan, kadın ve çocuk ticaretinin suç olmasını öngören protokolleri de verdik. Döndük canımızı yedik. Tam pandemi öncesiydi. 2020’de canımızı yedik yahu! Ve insan ticaretini ceza yasasında suç olarak tanımladık. Ve bir şey söyleyeyim, sadece seks köleleri değil ha... Bu bahis ofislerinde çalıştırılmak üzere getirilen bazı erkeklerin de pasaportlarına el konuluyor. Ne münasebet yahu, 2025 yılındayız!”

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz: "Anlattıklarınızın birçok noktasına katılıyorum. Bazı şeyleri, sizin anlattıklarınızdan ihbar olarak kabul ettim"

Derya’nın konuşmasının ardından söz alan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, gece kulübünde ölene Allah’tan rahmet diledi ve olayla ilgili polis soruşturmasının devam edeceğini, sonuçların çıkacağını ve süreci sıkı takip edeceklerini söyledi.

Oğuz, “Burada kelimeleri seçerek konuşmam lazım. Anlattıklarınızın birçok noktasına katılıyorum. Bazı şeyleri, sizin anlattıklarınızdan ihbar olarak kabul ettim, onu da söyleyeyim. Şu anda aldığım bilgiye göre, mevcut gece kulüplerinin sayısı 27. 40’lı rakamlardan söz ettiniz ama devir olmuyor. Öğleden sonra gece kulüpleri kapanıyor. Yeni bir izin de verilmedi. Tabii ki mevcut koşullarda oradaki kişilerin güvenliği ve yaşam koşullarıyla ilgili anlattıklarınız sürekli gündeme geliyor. Ancak hem bu sayı konusunda hem de diğer konularla ilgili bunları değerlendireceğiz. Artı, kontrol ve denetimlerde belediyeler ve polis sık sık kontrollerini yapıyor. İlgili komitenin denetim sıklığı çok fazla olmasa da, Belediye ve polisin sürekli olarak buraları denetlediğini biliyoruz. Kontroller yapılıyor.” dedi.

İçişleri Bakanı Derya’nın konuşmasından “bazı başlıkları mutlaka değerlendireceği”ni ve “bununla ilgili yasal çerçevede neler yapılabileceğine bakacakları”nı söyledi. Oğuz, “Tek bir olay üzerinden hükümeti eleştirmek ve ‘işte devletiniz, hükümetiniz budur’ demek de doğru olmaz. Mutlaka ülkede belli sorunlar var. Bunları kategorilere ayırabilirsiniz. Ama bu ülkenin hükümeti, bu halka hizmet için kurulmuştur. Bu ülke hepimizindir. Bu memleket hepimizindir. Başka da bir vatanımız yok. O nedenle bugün buradayız.” dedi.

Dursun Oğuz, salondaki Doğuş Derya’ya “Sizin söylediklerinizden de aldığım noktalar var. Bunların üzerine gideceğim.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın