Yazılar

Çözümün anahtarı

Bazı çözüm taraftarlarının en büyük ikilemi, çözüm olmazsa yok olacağımıza ilişkin besledikleri sarsılmaz inançtır. Bu, bir defa kendine güvensizliğin dışavurumudur. Belirsizliklerle mücadele edebilme yeteneği, güçlü ve sağlıklı olmanın ön koşuludur.

Bizi yok eden çözümsüzlük müdür gerçekten?

Kim yok ediyor bizi; bir bakalım isterseniz:

Bu ülkede yasalara aykırı pek çok oldubittiyi iktidarları döneminde yapanlar kimler? Aralarında muhalefetteyken ağzından hukuku düşürmeyen, soldan esip iktidara gelince sağdan vuran partiler de var.

Memur maaşlarını ödeyemeyenin iktidarda kalamadığı bir ülkede, eğilip bükülen siyasetçiden doğru adım atması beklenebilir mi? ‘Ne paranı, ne askerini!’ diyen memurlarımızın devletten toplu olarak maaş çekmeyi reddettiklerine tanık olan var mı memlekette? ‘Madem sömürüyorsun bedelini ödeyeceksin!’… Ne kadar da basit ve kolaycı bir mücadele yöntemidir bu böyle?

Kim yok ediyor bizi bizden başka?

Üniversitelerimize gelen öğrencilere yol yordam gösteren birtakım cemiyetler ve bazı kulüpler öğrencilere gece gündüz ‘inanç’ aşılarken kimdir bu üniversitelerin sahipleri?

Herkes dilediğine inanabilir ve inandığını yayabilir ama ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler; biz gelen paraya bakalım’ diyenler kimler?

Kim ‘Türkiye sermayesine peşkeş çekiyor’ bu ülkeyi? Kendiliğinden mi olup bitiyor bu işler?

Özel sektörümüzün bazı ‘orijinal’, güzide temsilcileri… Birilerinin gözüne girmek hevesiyle cami üstüne cami açar oldular. Camilerde eski büyükelçi ile selamlaşabilmek umuduyla cuma namazına durdular. Akşamını viski ile kapatsalar da…

Ne cami inşa etmektir ne de inançlardır sorun olan; dert, bu eğilimin altında yatan ekonomik veya siyasi çıkar edinme zaafiyetidir.

Kim yok ediyor bu ülkeyi?

‘Uzlaşmaz’ komşumuz mu?

Rumlarla Türkiye arasında sandviç malzemesi oluruz tabii bu kafayla… Biz asıl bu ülkeyi kendi ellerimizle yerin dibine soktuğumuzu hele bir görelim, yasalara uymayı, dik durmayı öğrenelim, bizi de ciddiye alırlar; orasını hiç merak etmeyin. Yarattığımız bu hengâmenin hesabını kendi içimizde kapatalım da komşumuzla saygın bir partner olarak barış da yaparız nihayetinde.

Önce kadınlar, sonra doğru dürüst erkekler kurtaracak bizi…

Neden önce kadınlar; son günlerin bilançosuna birlikte göz atalım o zaman:

Türkiye’de kıran kırana tartışma yaratan, kız çocuklarına tecavüzü meşrulaştıran yasa tasarısı kadınlar sayesinde Meclis’ten dönerken aynı günlerde Avrupa demokrasisini ileriye taşıyan Kuzey Avrupa ülkelerinden Norveç’te, çok iyi eğitimli, aralarında hukukçu ve politikacıların da bulunduğu bir pedofili çetesi çökertiliyordu. En az 51 erkekten oluştuğu ispat edilen, bebeklere ve çocuklara taciz ve tecavüz eden pedofili çetesinin şu ana dek 20 üyesi tutuklandı.

Bu haberlerin yapıldığı günün sabahında, itiraf etmeyelim ki sahiplendiğim kedilerden en sevdiğimi, üstelik bir erkek kedi, bahçede yavru bir kediyi sıkıştırıyor; diğer dişi kediler yavruyu korumak üzere ağaca zıpladıkları gibi erkek kediyi ağaçtan atıyordu. Bendeniz de kendisine bağırıyordum cinsiyetim gereği…

Velhasıl ezilen dişilerle başlayacak her şey ve kadınların yanı sıra dürüst erkeklerle birlikte aşacağız her sorunu… Ama önce buradan, tam Kuzey Kıbrıs’ın göbeğinden başlayacağız işe. Saygın bir toplum olmanın kriterlerini yerine getireceğiz. Politikacısından sermaye sahibine, memurundan sendikasına hepimiz ya gerçekten mücadele etmenin erdemine ulaşacağız ya da yok olacağız.

Yok olmak, mücadele etmeyenlerin sonudur. Ah vah edenlerin çözümün anahtarının kendileriyle beraber toplumun elinde olduğunu, asıl zorun da burada düğümlendiğini göremediklerini hiç sanmıyorum. Kısa yolu tercih etmenin en ağır bedelidir bu. Bu şartlarda o mücadele, çözümün iki dudağı arasına hapsedilmeyecek kadar yoğun olmak zorundadır.

Erkek kedim de durumu kavrayacak ve dişilere terbiye ile yaklaşmayı öğrenecektir sonunda, eminim.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın