Alman teknoloji devi Wirecard, hesaplarındaki 1,9 milyar euroluk skandalın ardından iflas başvurusunda bulunurken, Wirecard’ın hesaplarını doğrulamaktan sorumlu olan, uluslararası denetim şirketi Ernst&Young’un 2 denetçisine ve bir eski çalışanına dava açıldı.
Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz’un "finans dünyasında benzeri olmayan bir skandal” olarak gördüğü skandalın ardından elektronik ödemeler sektöründe kontrollerin sıkılaştırılacağını açıkladı.
Skandal şöyle gelişti:
Almanya'da geleceği en parlak şirketi olarak görülen Wirecard’ın geçen hafta istifa eden CEO'su Markus Braun'un adının karıştığı yolsuzluk skandalına ilişkin soruşturma açıldı.
Soruşturmada Wirecard’ın hesaplarında 1,9 milyar euroluk açık tespit edildi.
Firmadan yapılan açılamada 'bu paranın aslında hiç var olmadığı' belirtildi.
Görevini bırakan Braun hakkında 'yatırımcıları cezbetmek için hesapları şişirdiği' iddiasıyla yasal işlem başlatıldı.
Piyasaları manipüle etmekle suçlanan şirketin eski yöneticisi geçtiğimiz Cuma günü gözaltına alınmıştı.
Wirecard, yolsuzluk olayının ardından 3 işlem gününde yaklaşık % 87 değer kaybetti. Şirketin 1.500'ü Münih'teki merkezinde olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 6 bin çalışanı bulunuyor.
Şirketin hesaplarını kontrol eden, Londra merkezli uluslararası denetim şirketi Ernst & Young ise İngiliz iş dünyası tarafından işini ciddiye almamakla suçlanıyor ve Wirecard'ın 1 milyar euro nakit tuttuğunu iddia ettiği bir Singapur bankasından bilgi talep etmemiş olmasını ağır şekilde eleştiriliyor.
Zira bir şirketin banka mevduatının doğrulanması bir denetçi için, yapılması zorunlu, en kolay denetim prosedürü olarak biliniyor.
Berlin hukuk firması Schirp & Partner, Haziran başında Ernst & Young aleyhine dava açtı ve dava sırasında Ernst & Young, Wirecard'ın 2019 yılı hesaplarının denetlendiğine ilişkin belgeleri eksiksiz sunamadı.
Davada Ernst & Young, olayda “aldatma arzusu ile dünyadaki çeşitli tarafları ve çeşitli kurumları içeren büyük ölçekli bir sahtekârlığın açık göstergeleri”nin bulunduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Ernst & Young’a dava açmayı planlayanlardan biri de Japon telekomünikasyon grubu Softbank.
Softbank, 2019 ilkbaharında güvenilir olduğuna inandığı Wirecard’ın tahvillerini 900 milyon euro karşılığında satın almıştı.
Ernst & Young’ın bilançolarına güvenerek Wirecard tahvillerini aldığını savunan Softbank, Ernst & Young’dan zararını karşılamasını talep ediyor.
Ernst & Young'ın Türkiye de dahil birçok ülkede merkezi bulunuyor ve global şirket pek çok şirketin hesaplarını tutuyor.
Finans dünyasında skandal, 2001 yılında Amerikan eski enerji devi Enron’un hesaplarında ortaya çıkartılan 100 milyar dolarlık dolandırıcılık nedeniyle çökmesine ve Enron’un hesaplarından sorumlu, uluslararası denetleyici firma Arthur Andersen’in de skandalın sonrasında batmasına benzetiliyor.
Kaynak: Wall Street Journal, Spigel, AFP
Wirecard Hakkında
1999 yılında Almanya’nın Münih şehrinde faaliyete geçen Wirecard AG, sadece 1 sene sonra halka açıldı. Şirketin 2018’deki piyasa değeri, ülkenin en büyük bankalarından Deutsche Bank’ı geride bırakmıştı.
Wirecard, güvenli para transferi yöntemleri, çevrim içi ve temassız ödeme yöntemleri ile dolandırıcılığı önleme yazılımları gibi alanlarda hizmet veriyordu.
Alman süpermarket zinciri Aldi’nin ödeme sistemini yöneten Wirecard, özellikle Asya pazarında etkiliydi.
Şirketle ilgili son yıllarda sık sık yolsuzluk iddiaları gündeme geldi. Ancak yapılan soruşturmalardan skandala kadar bir sonuç elde edilememişti.
Wirecard’ın geçen hafta istifa eden ve gözaltına alınan eski CEO'su Markus Braun.
Yorumunuz