Yazılar

Bu fotoğraf UBP’nin 'KKTC devleti’ni tanımadığının belgesidir!

Madem UBP’li siyasiler yargımızın kararlarını dikkate almıyor, vatandaş neden uyuyor bu Mahkeme kararlarına?

KKTC’deki durum bozukluğunun iki temele oturduğu düşünülür: Sağ ve sığ siyaset ve Türkiye müdahaleleri… 

Peşkeşçi, partizancı, komisyoncu, yolsuz ve çözüm karşıtı sağcılar aynı zamanda işbirlikçi oldukları için Türkiye rejiminin salgıladıklarını toplumun sinir uçlarına kadar yayar. 

Buna karşılık çözüm ve Avrupa Birliği yandaşı, rejime karşı direnç gösteren solcular demokrasinin, laiklik ilkesinin ve hukukun şaşmaz savunucularıdır ve güya enjekte edilen zehre karşılık panzehir işlevi görürler.

Bugün artık neredeyse herkesin idrak ettiği, çarpıklığın böyle lanse edildiği gibi olmadığı aksine iki karşıt güç arasındaki dinamiklerin çok ötesinde olduğudur. Eğrilik, yurttaşlarını korumak ve disiplinle işleyen bir devlet olma fonksiyonunu hiç yerine getirmemiş bu oligarşik ve işbirlikçi yapının sağcısı ve solcusu ile korunmasından kaynaklanır.

Bu ülkede devletin mazot alacak parası olmadığından mı mazot alınmamaktadır gerçekten? Yaratılan koşullara ve birkaç gün önce yayımlanan bir fotoğrafa bakarsınız devlet zaten tefecinin eline düşmüştür, Kıb-Tek de tefecinin bankasından borçlanmaktadır. 

KKTC Devleti’nin mazot alacak parası yoksa hakikaten, neden bütçesi hep deliktir? Vergiyi bıraktık, KDV’leri toplamayan, kara para aklayan sektörlerde denetimin d’sini yapmayarak haksız rekabete seyirci kalan, kayıtdışılığın üzerine yıllardır gitmeyen, gece kulüplerinde ‘konsomatris’ olarak gösterilen seks işçilerinin ürettiği paranın büyük bir kısımını vergilendirmeksizin izin sahibine bırakan bir devletin yeterli geliri nasıl olsun? Millicisi ve çözümcüsü ile değişen iktidarlar arasında siz hiç yasa dışı veya yasal izinli betçiye dokunanı gördünüz mü? Yatırım amacıyla üçe kiralanan devlet arazilerinin kiracı tarafından vergisizce trilyona başkasına kiralanması karşısında bu devlet neden sessiz kalmaktadır? Türkiye ile saygn ilişki kurmaktan bahsedenler niçin suç geliri elde edenleri ve kara para aklayanları denetlememiş ve kayıtdışılığın yüzde 1'ini bile ortadan kaldırmamıştır?

Bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durmasını isteseydiniz ve KKTC'yi kendi kendine yeter hale getirmek gibi bir amacınız ve bir nebze cesaretiniz olsaydı, Türkiye vatandaşlarının alınteri ile ödediği vergilerin buraya gönderilmesine, Türkiye şirketlerinin burada peşkeşle yatırım yapmasına kimsenin ihtiyacı olmazdı. Yakın arkdaşlarımdan biri geçenlerde 'kara paranın KKTC'nin kimyası'nda olduğunu ileri sürdü. Zaten KKTC Kurucu Başkanı rahmetli Denktaş da 'paranın karası beyazı olmaz' dememiş miydi? Kara para gelsin aklansın, kara paranın peşinden organize suç örgütleri de doldursun KKTC'yi, sokakta infazlar devam etsin, hormonla kas yapan, şişme adamcıklar bellerindeki silahı göstererek Rumdan apartlama mülklere el koysun, KKTC'den kaçacak gücü olmayan gençlerimiz ya betçi ya uyuşturucu satıcısı ya da mafya fedaisi olsun, daha ne isteriz değil mi? Bilmem ki Kıbrıslı Rumların ahı mıdır bu? İlahi adalet dedikleri böyle bir şey olmasın sakın?

Yıllardır birlikte zavallılaştırdığınız devletin mevcut idarecileri olarak kırlangıçların elektrik teli üzerinde sıralandığı gibi aşağıdaki fotoğrafta sıralınırsınız sonra… Resmi evrağı sahteleyecek kadar şuursuzlaştığı iddiasıyla Ağır Ceza’da yargılanan, hile yaparak aşırı faizle para temin ettiğini, borçları düzenbazlıkla şişirerek mülkleri ve şirketleri ele geçirdiğini teyit eden Mahkeme kararlarına rağmen Tekin Arhun’la birlikte poz verir ve kurdele kesersiniz...

Eh… Zaten banka kendi kontrolünde kalacak şekilde Tekin Arhun’un Capital Bank’daki hissesini aile üyelerine devretmesine izin veren KKTC Merkez Bankası değil miydi? Neden buna izin verdiniz? Bir banka sahibi hakkında açılan dava bitene kadar hissesini 1'inci dereceden aile üyelerine devretmesine nasıl göz yumulur? Hisse devri çekirdek aile üyelerine otomatik geçen bir hak mıdır ki buna müsaade ettiniz? Bir gariplik görmedi mi bu durumda KKTC Merkez Bankası? Farz edelim ki Ağır Ceza Mahkemesi Arhun'un resmi evrakta sahteleme yaptığına karar verdi; KKTC Merkez Bankası Tekin Arhun hapis cezasını çekerken hissesini aktardığı kızı ve eşi bankayı yönetebilecekse o banka nasıl güven sağlayacak; bunu da mı düşünmedi KKTC Merkez Bankası Başkanı Rifat Günay?

Bazı UBP'li bakanlarımız, UBP eski genel başkanı ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sağdan üçüncü Tekin Arhun’la kurdele keserken…

Bizim sağ ve sığ siyasetin görüntüyü kurtarmak gibi bir derdi hiç olmamıştır. Uyuşturucu kaçakçısı olduğu iddia edilen, yasal bet izni ile yasa dışı olarak Türkiye’ye internet üzerinden bet oynatan merhum Halil Falyalı ile de sıra sıra dizilmemişler miydi böyle? Falyalı nasıl işlerin içindeydi ki bazı Kıbrıslı Rum organize suç örgütlerinin 1 numaraları cenazesine gelmişti?

Adam KKTC'ye adım atar atmaz hakkındaki kocaman bir suç dosyası KKTC Polisi’ne sunulmasına karşılık, Avustralyalı uyuşturucu kaçakçısı Mark Buddle’a oturma izni veren de aynı devlet değil miydi?

UBP bu fotoğrafla açıkça Mahkemeler ne karar alırsa alsın, yurttaşlar ve aileleri ne zarar görürse görsün Tekin Arhun bizim her şeyimizdir demek istemiyor mu? Yani devleti yönetenlerin kendileri, daha önce başka örneklerde olduğu gibi, devletin yargı organının kararlarını göz ardı edebiliyor, Polis soruşturmalarını ve mağdurların çığlıklarını duymazdan geliyor. Ne için? Ne çıkarınız var Tekin Arhun’dan? 

Madem UBP’li siyasiler yargımızın kararlarını dikkate almıyor, vatandaş neden uyuyor bu Mahkeme kararlarına? Reklamla açıktan ya da reklamsız el altından beslendikçe tıpkı Falyalı misali, ülkemizin mimlenmiş, şaibeli ‘iş insanları’na kucak açan bazı medya organlarımızla siyasilerimiz ne kadar da birbirine benziyor… 

Bendeniz Falyalı’nın ve en üst düzeyden bir siyasinin şikâyetiyle Polis’e çağrılırken zamanında, bazı yayın organlarımız Falyalı’nın şirketlerinin reklamları ile ihya oluyordu. UBP’li siyasilerin görünemeyecek kadar minik, nokta ebatındaki iyi icraatını büyütüp devleştirmeye çalışan, bir yandan da Tekin Arhun'un kumpaslarını deşifre edenler neden dilsizi oynar bu fotoğraf karşısında? Eleştiri yapamazlar mı bu fotoğraf hakkında? 

Bakın size devlet olarak yüceltilen KKTC’de, devletin nasıl işlemediğine dair kendimden bir örnek vereyim: Şahsım hakkında kim olduklarını gizleyerek yalan yayın yapanlara ilişkin yasal yollarla edindiğimiz IP adreslerini Polis’e teslim edeli tam 7 ay; avukatım Polis Genel Müdürlüğü’ne şikâyette bulunalı 30 günden fazla süre geçti. Çıt yok Polis’den... Başsavcılığa şikâyette bulunduk ve Polis, İyi İdare Yasası uyarınca yanıt vermek zorunda olduğu süre geçmesine karşılık dilekçemize yanıt vermiyor ve IP’lerin kime ait olduğunu BTHK’den araştırmıyor dedik. 

İçişleri Bakanı Dr. Ziya Öztürkler’e yalan haberler dosyasını geçen yıl 18 Temmuz’da verdim. Bakanımızın KKTC Polisi üzerinde hiç etkisi yok sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Bu ülkede içişleri bakanlarının işlerine gelince telefonda bile Polis memurunu ayağa kaldırıp, formasını düzelttirecek denli, azami ölçüde Polis Kurumu üzerinde büyük etkiye sahip olduğunu en iyi emekli polislerden öğrenebilirsiniz. Ama zaten aynı bakanın bakanlığı değil midir Tekin Arhun’un inşaat şirketine ihale verilmesinde bir sıkıntı görmeyen ve bunun etik ve diğer inşaat şirketleri açısından haksız rekabet yaratabileceğini hiç sorgulamayan? 

Mali Polis Müdürümüz Ediz Aytan ve Polis Genel Müdürlüğü neden dilekçemize yanıt vermedi? Geçen gün bir toplantı öncesi karşılaştık, nihayet cevap yazacakmış… İnanırsanız... Başsavcılık da IP’lerin BTHK’ya teslim edilmesini sağlayamayacaksa, mecburen Polis Genel Müdürlüğü’ne dava açacağız iyi mi? 

Benim hakkımda ne var ne yoksa Türkiye’de ve KKTC’de her şeyi araştırıp bir şey bulamayan Polisimiz, neden onlarca kez şikâyetçi olduğum Tekin Arhun-Ömer Arhun kardeşleri ifadeye bile çağırmadı? Ya yalan haberlerdeki aynı ifadeleri kullanarak sosyal medya hesaplarından yorum yapan ve Tekin Arhun'un avukatı Serhan Çınar'la bağlantılı olduğunu ileri sürdüğümüz iki diğer kişi hakkında yaptığımız şikâyetleri neden ilerletmiyor Polis? Polis Genel Müdürlüğü IP’ler kime aitse neden araştırmıyor ve bize dava açmamız için yasal olarak talep ettiğimiz bilgiyi niçin vermiyor ve neden biz durumu Başsavcılığa şikâyet etmek zorunda kalıyoruz? Bir devletin kurumu devletin Meclis’inden geçen İyi İdare Yasası'na uymuyorsa vatandaş niye uyacak yasalara? Polis’in yasa dinlemeyecek ama ben yasalara uymak zorunda bırakılacaksam, geldik mi neden oligarşi ile yönetildiğimizin bam teline?

Bu ‘devlet’ işletilmek istenene işletiliyor, hakkını arayan bir yurttaş ve bir gazetecinin üzerine kapısını şırak kapatıyor. Uğraşsın dursun, belki sonunda delirir ya da sağlığı bozulur da kurtuluruz mu diyor? Antidepresan kullanmıyorum, check-uplarım temiz, sağlığım yerinde çok şükür!

UBP siyaseti böyle durumlarda hep susar, konuşmaz, dilekçeye cevap dahi vermez. Buddle olayından bu yana UBP Girne milletvekili Kutlu Evren sırra kadem bastı, ağzını bıçak açmıyor. Ahmet Ünsal kadınlara kocalarının cinsel ihtiyaçlarını ne zaman isterlerse doyurmak zo-run-da olduklarını söyledi. Ortalık karıştı. UBP ‘sus’ dedi bir süre, hiç konuşma da görevinde kal! UBP bana karşı da suspus... Aman hepimize dair yalan haberler yapılıyor, boşver, çok karıştırma demeye mi getiriyor? 

Siz susadurun, ben bu insan müsveddelerinin IP’lerinden kim oldukları çıkana kadar susmayacağım! Son çektirdiğiniz fotoğrafla siz devleti ve kararlarını tanımadığınızı ispat ettiniz. Hileyle, sahtekârlıkla, yasa dışı faizcilik yaptığına ilişkin Tekin Arhun aleyhinde alınan Mahkeme kararlarını siz yok sayacaksınız da, ben onurumla gece gündüz çalışırken aleyhimde yalan haber yapanlara karşı hakkımı mı aramayacağım?

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumlar

  1. Ömer ARHUN
    Polise benle ilgili şikayet varsa niye haberim yok ve hakkaten niye beni çağırmıyorlar Lakin; Haber yanlışsa niye gereği yapılmıyor ?

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın