Sorunlara çözüm bulmak üzere proje geliştirmeyen adaylarla son derece renksiz ve heyecansız bir yerel seçim süreci yaşanıyor. Halkın sorunlarını çözemeyen bazı adaylar arasında öyleleri var ki belediye başkanlığında birincilik her nasılsa altın tepside önlerinde duruyor. Normal şartlar altında bir dönem daha belediye başkanlığı yapamayacak durumda olan adayları siyasal partiler neden destekliyor peki?
Yerel yönetimlerde ülkemizin siyaset simsarları ile yerel yöneticiler devasa bir rant pazarından birlikte nemalanıyor olabilirler mi? Zira birçok siyasal partinin ileri gelenlerinin istemlerini yerine getirirken gülücükler dağıtan, iş halka gelince kavga etmediği kimse kalmayan bağımsız aday örnekleri çoğalıyor. Buradan şu sonucu çıkarabilir miyiz: Eski solcu yeni milliyetçi bir adaysanız örneğin, eskilerle bağınızı korur, diğer partilerle ilişkinizi geliştirirsiniz ve böylelikle siyasal partilerin desteği ile seçimi kazanırsınız. Hiçbir sorun çözemeyip, yepyeni sorunlar yaratsanız dahi arkanızdaki partilerin desteği ile seçimi hoşnutsuz yığınlara rağmen göğüslersiniz.
Rant paylaşımında birbirlerinin çıkarlarını koruyan politikacıların halkın gözünü göstermelik alt yapı çalışmaları ile boyamaya çalışmasına aşinayız elbette ama son yıllarda yaşanan Kıbrıs Türk politikasında yeni bir gelişmedir. Başarısız ve herhangi bir partinin üyesi olmayan, ‘bağımsız’ yerel yöneticilerin siyasal partilerin desteğini alarak seçimi kazanması söz konusu olabiliyorsa, doğal olarak zihinlerde bağımsız adaylara ilişkin sorular beliriyor: 2. dönem için bağımsız adaylar siyasal partilerin ileri gelenlerini kendilerini desteklemeye nasıl ikna etmişlerdir? Ne olmuştur da bazı bölgelerde bağımsız adayların arkasında birden fazla partinin siyasal desteği vardır? Halkın talepleri ile uğraşmak yerine arsa, otel, deniz doldurma, proje izni vb. rant alanlarında karşılıklı paylaşımlar olduğunu mu düşünmek gerekir? X partisinin kodaman iş insanın projesini desteklersem siz de seçimde beni seçtirirsiniz gibi bir anlayışla mı yerel yöneticilik yapılmaktadır artık? Z partisi liderinin işini halledersen o partinin oyları da mı sana gelmektedir? Hal böyle ise bağımsız adaydan parti üyelerinin ve yurttaşların ne çıkarı ola ki?
Birileri kazanır; çoğunluksa gündüzleri trafik içinde ve çöp kokuları arasında işlerini halletmeye; geceleri bangır bangır çalan müzik eşliğinde sivrisinek ısırıklarına maruz kalmış, uyumaya çalışır.
Eskiden yerel seçimlerde başkan adayları projeleri ile seçim yarışını kazanmaya çalışırdı. Seçmenle kavga etmez, seçmenin sorunlarına çözüm bulmaya odaklanırdı. Dediğim dedik, yaparım olur çığırtkanı, yurttaşla sosyal iletişimi zayıf adaylar halkın gönlünde yer kapamazdı. 24 Haziran seçimleri bu yanıyla kendi halindeki yurttaşın bölgesinde seçilmesini istemediği ve sürekli eleştirdiği adayların seçim kazanabildiği yeni bir sürece girişimizin kanıtlarını sunacak.
Yetkin, alanında uzman başkan adaylarını seçime girmeye ikna edemeyen kirli ve tükenmiş bir siyaset ortamında, üzerinde anket bile yapılmayan, sorunların nasıl çözüleceği dillendirilmeyen, halka hitap etmeyen ve kapalı kapılar ardında rant pazarının yüzdelikleri ile seçim kazanılması düşünülen yerel bir seçime ilk defa giriyoruz.
Göstermelik çalıştaylarla doğrudan demokrasiyi işlettiğini sanan, sözlerini tutmayan, haklarında şaibeler yükseltilen adaylar, bu nedenlerle birçok seçmenin yerel seçimde oy kullanmaya gitmemesine neden olabilir.
Siyaseti kendileri ve aileleri için bir rant alanı olarak gören politikacılar ve yerel yönetici konumundaki paydaşları ilk ve muhtemelen son kez bu oyunu oynayabileceklerini akıllarının bir kenarında şimdiden tutmalılar. Halkın dileklerini gerçekleştiremeyen ne siyasetçinin ne de yerel yöneticinin yerinde kalmasının mümkün olmadığı gerçeği ve Kıbrıs Türk politikasının parlak, yeni yönetici adaylarını çıkaramaz hali göz önünde tutulursa, ortaya çıkacak boşluğu doldurmaya hevesliler peydahlanacaktır.
Dikkat edelim de bu boşluğu dolduranlar, Türkiye’deki bazı çevrelerin desteğini kazanmak adına dillerinden düşüremedikleri köken milliyetçiliği ile kapı kapı dolaşanlar olmasın... Yurt dışında yaşayan, başarılı Kıbrıslı Türk yöneticilerle neden ilişkileri geliştirmemiz gerektiği ortada.
Yorumunuz