Kıbrıs

Avrupa raporunda güney Kıbrıs'ta aşırı sağcı, ırkçı ELAM’ın yükselişi ele alındı

Avrupa Popülizm Çalışmaları Merkezi’nin 'Yükselen Popülizmin Gölgesinde 2024 AP Seçimleri' başlıklı raporunda güney Kıbrıs’ta aşırı sağcı, ırkçı ELAM’ın yükselişi değerlendirildi.

Avrupa Popülizm Çalışmaları Merkezi’nin (ECPS) 'Yükselen Popülizmin Gölgesinde 2024 AP Seçimleri' başlıklı raporunda, Haziran 2024'teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapıldığı 27 AB üyesi devlette popülizmin geldiği durum değerlendirildi.

ECPS Raporu'nda, güney Kıbrıs’a da yer ayrıldı. 9 Haziran'daki  Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Halk Cephesi’nden (Ethniko Laiko Metopo, ELAM) ilk kez Avrupa Parlamentosu’na bir temsilci seçildiğine dikkat çekildi. ELAM’ın adanın güneyinde üçüncü büyük parti haline geldiğine işaret edildi.

Rapora göre Kıbrıslı Rumlar AB'ye girişlerinin Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘işgalin’ sona ermesine ve Kıbrıs sorununa adil bir çözüm bulunmasına katkıda bulunacağına inanıyorlardı

Raporda ELAM’ın yükselişindeki faktörler ele alındı. Rapora göre, güney Kıbrıs 4 Temmuz 1990'da AB'ye üyelik başvurusunda bulunduğunda çok yüksek beklentilere sahipti ve Kıbrıslı Rumlardaki temel algı, AB kurumlarının ve AB değer sisteminin Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘işgalin’ sona ermesine ve Kıbrıs sorununun adil bir çözümüne katkıda bulunacağı şeklindeydi. Ayrıca Kıbrıslı Rumların AB üyeliği ile sosyoekonomik modernleşmeye ilişkin yüksek beklentileri vardı. Katılım müzakereleri sırasında yapılan anketlere göre Kıbrıs, AB'ye yönelik en olumlu tutumu benimsemiş ülkeydi.

'Annan Planı'nın Kıbrıslı Rumlar tarafından reddedilmesiyle Kıbrıslı Rumlar şeytanlaştırıldı'

Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakereler sırasında Kıbrıs Rum tarafına Birleşmiş Milletler (BM), Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin uyguladığı baskılara rağmen Annan Planı'nın Kıbrıslı Rumlar tarafından reddedilmesiyle Kıbrıslı Rumlar şeytanlaştırıldı.

AB Rusya karşısında Ukrayna'yı işgali nedeniyle katı ve cezalandırıcı bir tutum sergiledi, Türkiye'ye ise tolerans gösterdi

Öte yandan, Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesi üzerine AB Rusya karşısında katı ve cezalandırıcı bir tutum sergiledi ve Rusya kısa sürede dünyanın en fazla yaptırım uygulanan ülkesi haline geldi. Ancak bu süreçte Türkiye'ye ‘stratejik partner’ olarak hoşgörü gösterildi ve aynı Türkiye'nin Kıbrıs topraklarının %37'sini ‘işgal etmesi’yle oluşan durum oldu bittiye getirildi. 

Kıbrıslı Rumlara göre, AB dahil Batı Türkiye’nin Kıbrıs’taki ‘işgali’ne ve bunun gerektirdiği ‘sömürgeleştirme’ye, ‘İslamlaştırma’ya, ‘kuzeydeki Kıbrıslı Rumların mülklerinin gasp edilmesi’ne ve ‘Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesini (MEB) sistematik olarak ihlalleri’ne tolerans gösteriyordu. 

Raporda, Kıbrıslı Rumların bu politika ve uygulamalardan memnun olmadığı ve sonuç olarak AB algısının çoğu Kıbrıslının gözünde değiştiği belirtildi.

2013 ekonomik krizinde Troyka politikaları nedeniyle Kıbrıslı Rumlar büyük bir sosyoekonomik bedel ödedi

Güney Kıbrıs 2013 yılında önemli bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığında AB'nin tutumunu oldukça cezalandırıcı bulan ve kriz karşısında ödenen sosyoekonomik maliyetin büyük olduğuna inanan Kıbrıs Rum seçmenlerin, ELAM’ın aşırı sağcı ve sistem karşıtı söylemini krizden çıkış için uygun bir yol olarak görmeye başladığı kaydedildi.

2008 küresel mali kriz ve Euro Bölgesi kriziyle ortaya çıkan yüksek işsizlik oranlarının, kemer sıkma önlemlerinin ve yolsuzluğun Kıbrıslıların hoşnutsuzluğunu artırdığına ve popülizmle aşırı sağ söylemin yeniden canlanmasına zemin hazırladığına dikkat çekildi.

Troyka politikaları ile Kıbrıs bankacılığı özünde yok edildi, bankacılık yabancı sermayenin eline geçti. Kıbrıs Havayolları kapatıldı

Popülizme eğilim besleyen Kıbrıslıların çoğunun AB'nin güney Kıbrıs'a rasyonel ve anlayışlı davranmadığına inandığı kaydedilen raporda, toplumda 2013’teki Kıbrıs mali krizinde Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) oluşan Troyka'nın politikaları ile Kıbrıs bankacılık sisteminin özünde yok edildiğine, şu anda bankacılık sisteminin esas itibarıyla yabancı sermayenin elinde olduğuna inanıldığı vurgulandı. Ayrıca hizmetin kalitesi düşerken maliyetler arttı. Bunların yanı sıra Kıbrıs Havayolları yabancı taşıyıcıların rotaları devralmasıyla kapandı. Eşitsizlik arttı ve Kıbrıs'ın ekonomik yapısı değişti.

Siyasetten uzaklaşan halkın ELAM'a desteği arttı

Kıbrıs’ta birçok kez yolsuzluk vakaları yaşandı ve ülke bu durumla başa çıkamadı. Tüm bu faktörler nedeniyle daha fazla Kıbrıslı siyasetten uzaklaştı ama aynı zamanda anketler ve fiili seçim sonuçlarına göre ELAM'a halk desteği arttı.

Raporda, güney Kıbrıs’ın üçüncü büyük partisi konumundaki ELAM'ın ailelere, gençlere ve korunmasız kişilere yönelik desteği vurgulayan bir anlayışı teşvik ettiği, düşük gelirli işçilere ve emeklilere yardım etmek için önlemler önerdiği ve Kıbrıslı Türklere, göçmenlere ve sığınmacılara verilen destek yerine yerli Yunanlıların lehine politikaları savunduğu belirtildi. ELAM’ın göçmen karşıtı duruşu benimsediği, servetin yeniden dağıtımını amaçlayan sol ekonomi politikalarını desteklediği ve piyasa düzenlemesine artan devlet müdahalesini ve sosyal korumayı savunarak
kırsal alanlardaki işletme vergilerinin azaltılmasını talep ettiği kaydedildi.

Raporun Kıbrıs bölümü, akademisyenler Andreas Theophanous ve Mary Varda tarafından hazırlandı.

Kaynak: ECPS

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın