Her işveren, muazzam miktarda bilgiyi alma ve analiz etme, verilerdeki kalıpları tespit etme ve bunları yararlı içgörülere dönüştürme becerisine sahip insanları ödüllendirir. Ancak iş dünyasındaki en değerli rakamlardan bazılarını bilmek için ne bir analiz ekibine ne de bir programlama dili olarak Python bilgisine ihtiyacı vardır.
The Economist dergisi yönetimin sihirli sayılarından küçük bir seçki sundu:
Sıfır: Hiçbir şey yapmamak, bilgisayar programcısı Jeff Atwood’un ördek hikâyesinin gösterdiği gibi, bir yöneticinin yapabileceği en değerli şey olabilir. Atwood, bir animatörün “Battle Chess” ("Savaş Satrancı") adlı bir video oyununda yaptığı, kasıtlı olarak gereksiz bir çalışmanın hikâyesini popülerleştirmesiyle tanınır.
Üst kademelerin değişiklik yaparak değer kattıklarını hissetmeleri gerektiğinin farkında olan animatör, oyundaki ana karakterlerden birine tamamen yabancı, evcil bir ördek ekledi. Oyunu gözden geçiren üst kademe yöneticiler programcıdan sadece bir şey yapmasını istedi: Ördeğin oyunda çıkarılması! Teoride ördek hariç herkes mutluydu. Pratikte zaman boşa harcanmıştı, çünkü zincirin yukarısındaki insanların bir şey yaptıklarını haklı çıkarmaları gerekiyordu.
Bir: Ekip tabanlı yaklaşımlarda, birçok çalışan birden fazla üstüne, ustasına rapor verir. 2019'da yapılan bir Gallup anketine göre, Amerikalı çalışanların % 72'si ara sıra veya sürekli olarak farklı ekiplerde çalışıyor. Bu yaklaşımın faydaları olabilir, ancak Gallup anketi, bir matriste çalışanların kendilerinden ne beklendiğini bilme olasılıklarının daha düşük olduğunu ve günlerini sonsuz iç toplantılarda heba ederek geçirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Ekiplerle çalışan yöneticiler, en azından astlarına, istemeseler bile hiç değilse tek bir patronları varmış gibi hissettirmeye çalışmalıdır.
Üç: 2013 yılında yayınlanan bir makalede iki akademisyen, pazarlamacıların ürün ve hizmetlerinin tanıtımına yönelik promosyon mesajlarında, en uygun sayıda destekleyici iddianın ne olabileceğini test etti. Ürün veya hizmetle ilgili üç iddiada bulunmanın en iyisi olduğunu bulundu: Daha az iddia durumunda tüketiciler bir ürün hakkında kararlarını vermek için yeterli bilgiye sahip olmadıklarını hissetti; daha fazla iddia sunulduğunda bu sefer de tüketiciler iddiaların gerçek olduğu konusunda şüpheci bir yaklaşıma girdiler. "Üç kuralı", sunumlardaki noktalardan müşteriler için fiyatlandırma seçeneklerine kadar diğer birçok ortamda da yararlıdır.
On: Bir toplantıda olması gereken kişi sayısı sadece neyin tartışıldığına değil, aynı zamanda nerede gerçekleştiğine de bağlıdır. Stanford Üniversitesi'nden Nicholas Bloom ve Nottingham Üniversitesi'nden Paul Mizen ve Shivani Taneja tarafından 2021'de İngiliz işçilerle yapılan bir ankete göre, katılımcı sayısı arttıkça çevrimiçi toplantıların etkinliği istikrarlı bir şekilde azaldı. Zoom toplantılarında iki ila dört katılımcı arasında en iyi şekilde verimlilik alınır. Verimlilik, çevrimiçi toplantılara on veya daha fazla kişi katıldığı durumlarda azalır. 10 veya daha yüksek katılımlarda yüz yüze toplantı tercih edilmelidir.
150: 'Dunbar sayısı' olarak bilinen 150, bir insanın sahip olabileceği istikrarlı sosyal bağlantıların sayısının kabaca 150 olduğunu varsayıyor. Oxford Üniversitesi'nden antropolog Robin Dunbar tarafından önerilen rakama eleştiriler de var. Bazı araştırmacılar bunun çok düşük olduğunu düşünüyor; içe dönük insanlarsa 150 bağlantının gülünç derecede yüksek olduğunu düşünürler. Ancak bu grup büyüklüğü, tek liderli kilise cemaatlerinden Noel kartı gönderilecek kişi sayısına kadar birçok ortamda tekrarlanıyor. Şirketler de bunun önemli olduğunu bulgulamıştır: 150 kişilik eşiği geçmek, yönetim uygulamalarında birçok gayri resmi veya matematiksel/programsal değişiklik gerektirir.
Yukarıdaki sayılarda yönelik bir model vardır denebilir. Bir şirketi belirli bir büyüklüğün ötesine genişlettiğinizde sosyal bağları zayıflayacaktır. Bir toplantıya daha fazla kişi davet ettiğinizde, toplantıya başlamak için bile daha uzun süre beklersiniz. Ayrıca ekstra raporlama ihtiyacı doğacağı için iş birliğinin yükünü de artıracaktır.
Daha azın daha yararlı olduğu fikri elbette yeni değil. 19’uncu yüzyılda Fransız mühendis Max Ringelmann,halat çeken bir ekibe giderek daha fazla insan eklemenin bireysel verimlilik üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu bulmuştu. İpi ne kadar çok insan çekerse, her insan sonuç için o kadar az sorumluluk duygusu hissedecek ve ipi o kadar az çekecekti. Ringelmann'ın tespiti halen geçerlidir.
Kaynak: The Economist
Yorumunuz