Roma Katolik Kilisesi’nin lideri Papa Francis’in Irak’a yaptığı ve bugün başlayan ziyareti, bir papanın Irak’a yaptığı ilk ziyaret olma özelliği taşıyor.

Salgına rağmen Irak’a giden, siyatik hastalığından muzdarip 84 yaşındaki papanın yürümekte zorlandığı ve topalladığı görüldü.

İncil'de geçen kutsal Irak topraklarına Papa Francis’in yaptığı gezi, Şii Müslümanlarla bağları derinleştirmek ve Irak’ta azalan Hıristiyan nüfusu ülkede kalmaya teşvik etmek için tasarlandı.

Covid krizi nedeniyle bir yıl Roma'da mahsur kalan ve halkla iletişimi kopan papanın profilini yükseltmek ve savaş geçirmiş Irak’ta büyük acılar çeken insanlarla birlikte görünerek, güçlü bir mesaj vermek istediği de düşünülüyor.

Papa 58 kişinin katledildiği katedrali ziyaret etti

Yıllarca süren diktatörlük ve on yılı aşkın süre uygulanan yaptırımların ardından, 2003 yılında ABD liderliğinde Saddam Hüseyin'in devrilmesiyle sonuçlanan Irak’ın işgali ülkede ciddi bir güvenlik boşluğu doğurdu ve Irak'ta El Kaide'nin yükselişini tetikledi. Ülke iç savaşa girdi. On yıl sonra, IŞİD (İslam Devleti) ülkenin üçte birini ele geçirdi. Irak hâlâ iyileşmeye çalışıyor.

Bağdat’da 4 gün kalacak olan Papa Francis, cuma öğleden sonra ilk olarak radikal İslamcı militanların 2010 yılında korkunç bir saldırı düzenlediği ve 58 kişinin katledildiği Süryani Katolik Kilisesi’ne bağlı Sayidat El-Nejat Katedrali’ni ziyaret etti.

Irak'ta 1 milyon 400 bin Hristiyandan sadece 500 bin kaldı

Hristiyanlık, İsa'nın ölümünden kısa bir süre sonra bölgede kök saldı. Bu nedenle de Irak'ta birçok Hristiyan mezhebi bulunuyor.

Cumartesi günü Francis, Papa II. John Paul'ün gerçekleştiremediği bir hayalini hayata geçirecek. Papa, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'da ortak din büyüğü ve peygamber olarak kabul edilen, erken Yahudiliğin kurucusu Hz. İbrahim'in doğduğu, antik şehir Ur'da büyük bir dinler arası etkinlikte dua edecek.

20. yüzyılın ortalarında, Hristiyanlar Irak nüfusunun yaklaşık % 10’nunu oluşturuyordu.

Vatikan Irak'ın işgaline şiddetle karşı çıkmıştı

Vatikan'ın şiddetle karşı çıktığı Amerikan işgali, ülkenin Hristiyanları için bir felakete dönüştü ve süreç Vatikan’ın endişelerini haklı çıkardı.

2003-2010 yılları arasında Irak'taki Hristiyanların yarısından fazlası ülkeyi terk etti ve 1.4 milyon Hristiyandan sadece 500 bini ülkede kaldı.

IŞİD Hristiyanların ya İslam'a geçmelerini ya da özel bir vergi ödemelerini istedi

2014'te IŞİD’in genişlemesi, Hristiyanlar ve diğer azınlıklar için yeni ve korkunç bir tehdit oluşturdu. Musul'da IŞİD Hristiyanların evlerini işaretledi ve evlerin duvarlarına "Irak İslam Devleti'nin Mülkiyetidir” yazısı yazıldı. IŞİD, Hristiyanların ya İslam'a geçmelerini ya da özel bir vergi ödemelerini istedi. Ardından Hristiyanlara Musul’u terk etmeleri için baskı kurdu.

Irak'taki Hristiyanlar, özellikle Erbil'de, aylarca kilise avlularında, çadırlarda ve şantiyelerde kendilerine güvenli bir sığınak aradı. Birçoğu, Musul'un doğusunda, ekilmemiş tarım arazilerinde yaşamak zorunda kaldı ve ülkenin kuzeyindeki kaçtıkları yerleşim bölgelerine bir daha geri dönmedi.

Ülkedeki Hristiyanlar göç ediyor

Yerinden edilmiş Hıristiyanlar, diğer Iraklılarla birlikte, ülkenin harap olmuş ekonomisinde geçimlerini sağlamakta güçlük çekiyor. Aileleri için bir geleceğin olmayışından ötürü çaresizlikle yüz binlerce kişi Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve diğer Batı ülkelerine göç etti. Türkiye ve Ürdün'de de binlerce Hristiyan belirsizlik içinde bekliyor.

Papa ile birlikte seyahat eden Francis'in yakın müttefiki, Cizvit rahibi Antonio Spadaro, ziyaretin zulüm gören Hıristiyanlarla dayanışma amaçlı olduğunu, aynı zamanda Hristiyanları “ülkeden ayrılmamaları” için ikna etme hedefi taşıdığını söyledi.
Kaynak: The New York Times