KKTC Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Barış Burcu, dün Kanal Sim’de yayınlanan, gazeteci Sami Özuslu’nun sunduğu ‘Sabah Kahvesi’ adındaki programa katıldı. 

Burcu, BM (Birleşmiş Milletler) gözetiminde Cenevre’de yapılmakta olan gayri resmi görüşmelerde Kıbrıs Türk tarafının 2 devletli çözümü içeren 6 maddelik önerisini değerlendirdi. 

Barış Burcu, “Bunun ötesi savaştır. Ben bundan çok ürküyorum. Türkiye’deki 84 milyon adına içim ürperiyor. Kendi adımıza içim ürperiyor. Coğrafya adına içim ürperiyor. Bunun ötesi savaştır” dedi.

Görüşlerini açıklamaya devam eden Barış Burcu şu ifadeleri kullandı:

“Şöyle bir şey söyleyeyim ben: Gittiler Cenevre’ye ve iki ayrı egemen devlet politikasını sunuyorlar ve bekliyorlar; göle maya çaldılar bir şey çıkacak bundan. Sabah dinlerdim seni. Spor programında söyledin. Hasan Sertoğlu bizim Futbol Federasyonu’nun başına tekrar aday oldu. Şimdi biz futbolda dünya normlarından kopuğuz değil mi? UEFA, FIFA tayin ediyor kuralları; biz de UEFA, FIFA kuralları içerisinde maç yapma özgürlüğüne sahip değiliz. Bundan hep şikâyetçiyiz ve Federasyon buna ulaşmaya çalışıyor. KKTC’de bulunan bu toplum da benzer bir sıkıntı içinde. Yani dünya hukuku ile uluslararası hukukla, modern dünyayla, tanınmış bir devlet mekanizmasının onurlu, saygın, eşit bir parçası olarak bulunmak istiyoruz. Öyle mi? Çok büyük benzerlikler var. 

"UEFA'ya, FIFA'ya biz sizin koyduğunuz kurallara göre futbol oynayamayız. Biz 15 kişi oynayacağız" diyebilir miyiz?

Şimdi Hasan Sertoğlu’na FIFA ve UEFA dese ki ‘gel Hasancığım buraya, ya şikâyet ettin, şikâyettin ettin, bu kadar senedir bağırdın çağırdın en nihayet kafamıza dank etti ve sizinle bir konuşalım, Kıbrıslı Türklere nasıl açabiliriz bu spor platformunu konuşalım’. Hasan Sertoğlu’nun şunu deme hakkı var mı? ‘Ya UEFA Başkanı, ya FIFA Başkanı teşekkür ederim en nihayet sesimizi duydunuz, geliyoruz. Bu imkânı da bize verdiniz teşekkürler. Ama bilin ki biz futbol oynarsak sizin koyduğunuz kurallara göre oynayamayız. Biz 15 kişi oynayacağız. 
Hatırlarsın değil mi çocukluğumuzda taştan kaleler yapardık, çullisine maç yapardık. Ben 8 tane adam değiştireceğim çünkü bütün mahallenin çocukları lazım oynasın. Ya böyle bir şey olabilir mi? Siyasette de böyle bir şey olamaz. Yani bu işin kuralları bellidir. Parametreleri bellidir. Kaldı ki o kurallar, parametreler ve bugüne kadar elde edilen birikimler Kıbrıs Türk toplumunun yararına olan şeyler. Ve siz sadece kendinizi maskara haline düşürmüyorsunuz, bütün bu birikimlere zarar verici bir rol oynuyorsunuz.”