İngiltere'de basılan Journal of Fish Biology'de (Balık Biyolojisi Dergisi) 6 Nisan’da yayınlanan bir çalışma, 2012 yılında ilk kez Kıbrıs sularında görülen, diğer balıklarla ve kabuklularla beslenerek biyolojik çeşitliliğe büyük zarar veren, yırtıcı ve etobur aslan balıklarının Kıbrıs’da çok geliştiğini ve tüm Kuzey Akdeniz'e yayıldığını doğruladı.
Zehirli aslan balıkları, Akdeniz sularını istila eden ekolojik ve ekonomik açıdan en zararlı tür olarak tanımlanıyor. Yırtıcı davranışları ve hızlı çoğalmaları nedeniyle biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkilerinin son derece yıkıcı olduğu kaydediliyor.
Aslan balıklarının yeni bölgeleri istila etmekteki başarıları, erken olgunlaşmaları, hızlı üremeleri ve diğer yırtıcıları caydıran zehirli dikenlere sahip olmaları gibi faktörlerin kombinasyonundan kaynaklanıyor. Aslan balıkları deniz kıyılarındaki sıra kayaları, yani resifleri hızla kolonize ederek, bölgedeki biyolojik çeşitliliği azaltıyor.
Her 4 günde bir yumurtlayan aslan balıkları, yılda yaklaşık 2 milyon yüzer jelatinli yumurta üretiyor.
Al Jazeera’da dün yayınlanan bir haberde, Kıbrıs’taki aslan balıklarının Avrupa Birliği tarafından 1 milyon 676 bin Euro’luk kaynakla finanse edilen ve Avrupa üniversiteleri ve araştırma merkezleri ile işbirliği içinde başlatılan "RelionMED" programıyla araştırıldığı belirtildi. Bu kapsamda yapılan incelemeler, aslan balıklarının Kıbrıs’ta ürüyerek Akdeniz’de 8 yıldır endemik olduğunu ortaya çıkarttı.
Akdeniz sularındaki aslan balıklarının büyüklüğünün 8 ila 37 cm arasında, yaşlarının altı ay ile dört yaş arasında değiştiğini, bunun da balığın endemik olduğunu kanıtladığını aktaran uzmanlar, Akdeniz’deki üreme ortamında dişi aslan balıklarının sayısının erkeklerden fazla olmasının denizdeki aslan balığı oranını daha da yükselteceğini öngörüyor.
İngiltere’deki Plymouth Üniversitesi'nden Deniz Biyolojisi profesörü Jason Hall Spencer yaptığı basın açıklamasında, ‘aslan balıklarının en tehlikeli istilacı balık türü olduğunu’ söyledi. Görünüşe göre, aslan balıklarının yayılması hâlihazırda Kuzey Akdeniz bölgeleri ile sınırlı kalmış durumda. Zira Cezayir'in doğusundaki Annaba Üniversitesi'nden Deniz Bilimleri Profesörü Farid Derbal’la görüşen Al- Jazeera, profesörden "Bugüne kadar bu tür balıklar kıyılarımızda görülmedi" yanıtını aldı. Prof. Derbal ‘Aslan balıklarının şu an için kuzey Akdeniz havzasıyla sınırlı olduğu’nu ve ‘gelecekte güneye yayılabilecekleri’ni düşünüyor.
AB tarafından finanse edilen projenin merkezi ayağı Limasol'daki Deniz ve Çevre Araştırma Laboratuvarı'ndan yürütülüyor. Kıbrıs’ta kıyı balıkçılığı için büyük bir tehdide dönüşen aslan balıklarına ilişkin olarak Ada'da bir dizi sosyal farkındalık etkinliği ve anket yapılması planlanıyor.
Uzmanlar aslan balıkları ile mücadele edebilmek için yavaş hareket eden aslan balıklarının dalgıçlar tarafından toplanmasını, zehirli sırt bölgesi, yüzgeç dikenleriyle birlikte tüm dikenleri çıkartılarak insanlar tarafından tüketilmesini ve aslan balığı avcısı tüylü orfoz balığı gibi avcıların denizdeki popülasyonlarının artırılmasını öneriyor.
Şu ana kadar yapılan araştırmalar, aslan balıklarının Kıbrıs’ta en az 3 metre derinliklerde ve en çok da Mağusa’da görüldüğünü gösteriyor.
Ayrıca bkz. https://www.plymouth.ac.uk/research/marine-conservation-research-group/relionmed
Yorumunuz