Dünya

İsrail’in onayı ile ABD’nin yeni Orta Doğu doktrini mi? 

ABD Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satmak istiyor.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 1.000 kişilik bir heyetle birlikte, yedi yıllık bir aradan sonra ilk kez 18 Kasım Salı günü Beyaz Saray'a ziyarette bulunacak.

"MBS" olarak bilinen Velihat, 7 Ekim'den bu yana Orta Doğu'da yaşanan çalkantıların yarattığı zorluklara paralel olarak Amerika Birleşik Devletleri ile stratejik bir ittifak arayışında. 

Daha önce F-35'ler sadece İsrail'e satıldı

Öte yandan ABD, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesini istiyor. Ve Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçağı satmayı planlıyor. ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington'a beklenen ziyaretinden bir gün önce bunu duyurdu. Şimdiye kadar, son derece gelişmiş  savaş uçakları ABD tarafından yalnızca bölgedeki yakın müttefiki İsrail'e tedarik ediliyordu.

Suudi Arabistan’ın, ABD'den yüksek teknolojili savaş uçakları alacak olması, ABD'nin önceki doktrininden bir sapma anlamına gelecektir.

Böyle bir satış, Orta Doğu’daki askeri dengeyi potansiyel olarak değiştirebilecek ve Washington’ın İsrail’in “nitelikli askeri üstünlüğünü sürdürme” anlayışında önemli bir politika değişikliğine işaret edecektir.

Suudi Arabistan 48 adet F-35 savaş uçağı satın almak için talepte bulundu

Reuters'ın bu ayın başlarında bildirdiğine göre Suudi Arabistan, bin Salman'ın ziyareti öncesinde milyarlarca dolarlık potansiyel bir anlaşma olan 48 adet F-35 savaş uçağı satın almak için talepte bulundu.

ABD silahlarının en büyük müşterisi olan Suudi Arabistan, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelen bölgesel tehditlere karşı koymak için yıllardır F-35 almak istiyor. 

Haaretz gazetesi Trump’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun onayıyla silah satışında politika değişikliğine gittiğini iddia etmişti 

Suudiler, ABD ziyareti sırasında en son teknoloji silahları almayı umuyor. Özellikle, F-35 savaş uçakları Körfez'de büyük rağbet görüyor. İsrail gazetesi Haaretz daha önce, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun onayıyla, bölgedeki en son silahları yalnızca İsrail'in alabileceği şeklindeki yerleşik politikasından sapabileceği yönünde spekülasyonlarda bulunmuştu.

Trump, yakın zamanda gazetecilere yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın çok sayıda F-35 satın almak istediğini, ancak aslında bu savaş uçaklarından “fazlasını istediklerini" söyledi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'ne (SIPRI) göre, Suudi Arabistan yıllardır ABD'den en fazla silah alan ülke konumunda. Ancak son yıllarda, kısmen Yemen savaşına katılımı nedeniyle, ABD Kongresi'nde Suudi Arabistan'a silah sevkiyatına zaman zaman direnç gösteriliyor.

Düşman tespitinden kaçmasını sağlayan bir gizlilik teknolojisiyle üretilen F-35, dünyanın en gelişmiş savaş uçağı olarak kabul ediliyor. İsrail, uçağı neredeyse on yıldır kullanıyor, çok sayıda filo kuruyor ve bu silah sistemine sahip tek Orta Doğu ülkesidir.

ABD istihbarat teşkilatları, Suudi Veliaht Prensi'nin gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın hunharca öldürülmesinin arkasındaki beyin olduğunu düşünüyor

ABD'de yaşayan ve çalışan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'da öldürülmesi daha önce iki ülke arasında diplomatik gerginliklere yol açtı. ABD'nin "The Washington Post" gazetesi ve diğer yayın organlarında köşe yazarlığı yapan gazeteci Kaşıkçı, 2018 yılında İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'nda öldürüldü. Cesedi parçalandı ve bugüne kadar bulunamadı. ABD istihbarat teşkilatları, Suudi Veliaht Prensi'nin suçun arkasındaki beyin olduğunu düşünüyor.

Beyaz Saray’a dönüşünün ardından Donald Trump, Papa Francis’in cenazesi için yaptığı Roma ziyaretini saymazsak, mayıs ayında gerçekleştirdiği ilk resmi yurt dışı seyahati için ‘MBS’yi tercih etti. Trump bu ziyarette hem kişisel ilişkilerini övdü hem de Suudi Arabistan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik göz kamaştırıcı yatırım vaatlerini vurguladı.

Donald Trump, Muhammed bin Selman'ın Washington ziyaretinin merkezine İbrahim Anlaşmaları'nı koymakta ısrar etse de, şimdilik duruma razı görünüyor.

Amerikan başkanının "Yeni Orta Doğu" projesinin hem başlangıcı hem de sonu olan bu anlaşmalar, 2020'de ilk döneminde başlatılmış ve İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas arasında bir yakınlaşmayı kolaylaştırmıştır. Suudi prensi, bu açılıma, Filistin devletinin kurulmasına ve İran ile bölgedeki vekillerinin oluşturduğu tehdide siyasi bir çözüm bulunmasına yönelik güvenilir bir bağlılığa dayanan bir bölgesel istikrar vizyonuyla karşılık veriyor. 

Gazze Şeridi'ndeki savaş ve bölgesel çatışmalar, Suudilerin Amerikan güvenlik şemsiyesine olan bağımlılığını vurgularken, aynı zamanda özellikle İran'a karşı yeni bir İsrail operasyonu tehdidi karşısında güçlü garantilere olan ihtiyacını da ortaya koyuyor; çünkü böyle bir İsrail saldırısı İran'ın Suudi Arabistan'a karşı misilleme yapmasına yol açabilir.

F-35 meselesi, daha geniş kapsamlı diplomatik çabalarla da iç içe geçmiş durumda. Biden yönetimi daha önce, Riyad'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini de içeren kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Suudi Arabistan'a F-35 sağlamayı değerlendirmişti, ancak bu çabalar nihayetinde başarısızlıkla sonuçlandı.

Kongre denetimi, herhangi bir F-35 satışına yönelik zorluklar yaratabilir. Amerikan milletvekilleri daha önce, 2018'de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından Riyad ile yapılan silah anlaşmalarını sorgulamıştı ve bazı Kongre üyeleri, krallıkla askeri iş birliğinin derinleştirilmesi konusunda temkinli davranmaya devam ediyor.

Kaynaklar: ReutersSpiegel Le Monde

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın