İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini, füze üslerini, bilim insanlarını ve generallerini hedef alan, gece boyunca 200 savaş uçağı ile sürdürdüğü şaşırtıcı ve kapsamlı operasyon, sekiz ay süren yoğun gizli hazırlıkların ardından gerçekleşti.
"Yükselen Aslan” adındaki operasyon, ABD'yi içine çekebilecek Orta Doğu'da yeni bir savaş başlattı. Nükleer anlaşma umutlarını yerle bir etti ve tartışmasız bir şekilde 1979 devriminden bu yana İran rejimine en büyük darbeyi vurdu. Ve bu saldırılar daha yeni başlıyor.
İsrail, en azından birkaç gün sürmesi beklenen operasyonda İran'ın nükleer ve balistik füze yeteneklerini "ortadan kaldırmayı" hedefliyor.
İsrail, nükleer bomba yapma bilgisine sahip olduğunu iddia ettiği nükleer bilim insanlarını suikastle öldürmeye çalıştı ve yaklaşık 25 bilim insanı hedef alındı .
İsrail ayrıca İran ordusunun tüm üst düzey komutanlarını hedef aldı.
İran medyası şimdiye kadar Devrim Muhafızları Başkomutanı Hüseyin Selami, Khatam Al-Anbiya üssünün (Devrim Muhafızları'nın mühendislik kolu) komutanı Gholam Ali Rashid, İran Atom Enerjisi Örgütü'nün eski müdürü Fereydoun Abbasi ve Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Muhammed Bagheri'nin ölümlerini doğruladı. Kurbanlar arasında çocuklar da dahil olmak üzere siviller de var.
Mossad İran'da
İsrail operasyonu yalnızca hava saldırılarını içermiyor. Yetkililer, İsrail'in Mossad istihbarat servisinin füze ve hava savunma tesislerine yönelik gizli sabotaj operasyonları yürüten yerel ajanlarının bulunduğunu söyledi.
İsrail'in önümüzdeki günlerde diğer hedeflerin yanı sıra İran'ın yer altı nükleer tesislerine yönelik saldırıları sürdürmesi bekleniyor.
Netanyahu'nun İsrail için varoluşsal bir tehdit olarak tanımladığı İran'ın füze ve nükleer programlarını aynı anda hedef alma fikri, İran'ın ekim ayında İsrail'e saldırmasının ardından, iki ülke arasındaki misilleme tırmanışının ardından ortaya çıktı.
Hem İran'ın hızla büyüyen füze envanterinden rahatsız olan hem de İsrail'in misillemesi sonrasında zayıflayan hava savunmasından faydalanmaya çalışan Netanyahu, ordu ve istihbarat servislerine planlamaya başlamaları talimatını verdi.
İsrail ordusu, bir diğer etkenin de nükleer silahlanma araştırma ve geliştirme konusunda İran'ın isterse daha hızlı bir şekilde bomba üretebileceğine işaret eden istihbarat olduğunu söyledi.
İran önümüzdeki haftalarda ABD'nin bunker patlatıcı bombalarına karşı bile dayanıklı olacak yeni bir yeraltı zenginleştirme tesisini açmayı planlıyordu.
ABD Başkanı Trump İran’la nükleer anlaşma peşinde koşarken, İsrail bu saldırıya hazırlanıyordu; istihbarat topluyor, varlıklarını konumlandırıyor ve tatbikatlar düzenliyordu.
Bu hazırlıklar, Netanyahu'nun Trump'tan yeşil ışık almadan bile harekete geçebileceği endişesini taşıyan Beyaz Saray'daki bazı kesimleri alarma geçirdi.
Netanyahu, Trump'a İran'a operasyon yapmayacağına dair güvence verdi. Beyaz Saray ise Netanyahu'ya, İsrail'in İran'a saldırması halinde bunu tek başına yapacağını bildirdi.
Trump, son günlerde, hatta saldırılardan birkaç saat önce bile, müzakereleri "havaya uçurabilecek" bir İsrail saldırısına karşı olduğunu defalarca dile getirmişti.
Ancak saldırı başladıktan sonraki saatlerde İsrailli yetkililer, gazetecilere, tüm bunların Washington ile koordineli olarak gerçekleştirildiğini iddia etti.
İki İsrailli yetkili Axios'a Trump ve yardımcılarının yalnızca İsrail saldırısına karşı çıkıyormuş gibi davrandıklarını ve özel olarak karşı çıkmadıklarını ileri sürdü. Biri "Açık bir ABD yeşil ışığımız vardı." iddiasında bulundu.
Netanyahu'nun danışmanları, pazartesi günü yaptıkları bir telefon görüşmesinde Trump'ın İsrail'e yönelik olası bir saldırıyı durdurmaya çalıştığını İsrailli gazetecilere bildirdiler. Ancak İsrailli yetkililer, görüşmenin aslında saldırı öncesi koordinasyonla ilgili olduğunu söyledi.
ABD tarafı bunların hiçbirini doğrulamadı. Saldırıdan önceki ve sonraki saatlerde Trump yönetimi, müttefiklere yönelik kamusal açıklamalar ve özel mesajlarda İsrail operasyonundan uzaklaştı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail'in saldırısının "tek taraflı" olduğunu ve ABD'nin hiçbir müdahalesinin olmadığını hemen açıkladı.
Trump, saatler sonra saldırının geleceğini bildiğini doğruladı ancak ABD'nin olayda askeri bir müdahalesinin olmadığını vurguladı.
ABD'nin İsrail'in operasyonuna ne ölçüde istihbarat, lojistik ve savunma desteği vereceği ise henüz bilinmiyor.
İran'ın yüzlerce balistik füze ve insansız hava aracını İsrail'e ve muhtemelen bölgedeki ABD üslerine doğru fırlatması bekleniyor
İsrail, İran'ın yüzlerce balistik füze ve insansız hava aracını İsrail'e ve muhtemelen bölgedeki ABD üslerine doğru fırlatmasına hazırlanıyor.
İranlı yetkililer, cuma günü yanıtlarının ABD'ye de yönelik olacağı tehdidinde bulundu.
İran İslam Cumhuriyeti, 1980'lerde Saddam Hüseyin'in Irak'ıyla savaştan bu yana en ciddi meydan okumasıyla karşı karşıyadır. Rejim için tehlike daha da büyük çünkü bölgedeki bir numaralı müttefiki olan, İsrail'i saldırıdan caydırması gereken örgüt olan Lübnan Hizbullah'ı İsrail'in kendisine indirdiği darbelerle ciddi şekilde zayıflatıldı.
Güney Florida Üniversitesi Küresel ve Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nden araştırmacı Arman Mahmudyan, “1989'da iktidara geldiğinden beri Ali Hamaney, İran'ı bölgesel bir güç haline getirmek ve nükleer eşiğe ulaşmak için çalıştı, nükleer programını ve Orta Doğu'da bir vekil [aracılar] ağı geliştirdi. Ancak, Ekim 2023'ten bu yana, bu miras ağır stratejik kayıplarla baltalandı: Hizbullah'ın zayıflaması, Suriye'de Beşşar Esad rejiminin devrilmesi, İran etkisini sınırlamak için Irak ve Lübnan'a yapılan baskı ve İran'ın askeri ve nükleer altyapısına ciddi şekilde zarar veren son İsrail saldırıları... Uzun süre doğrudan çatışmadan kaçınan Ali Hamaney, rakiplerini hafife alan, İran'ı rekor sürede ve halkına büyük bir maliyetle büyük bir çatışmaya sürükleyen hırslı bir lider olarak hatırlanma riskiyle karşı karşıya.” yorumunu yaptı.
Yorumunuz