Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Örgütlenme Sekreteri Növber Gürtay’ın Basın-Sen adına yaptığı açıklamada, gazeteci Ayşemden Akın ve gazeteci Pınar Barut’un ‘yaptıkları cesaretli yayınlar nedeniyle; iktidar sahiplerinin hem itibarsızlaştırma çabaları hem de baskısının üzerlerinde olduğunu ve tehditlere maruz kaldıkları’ belirtildi ve iki gazeteciye ‘muhalif tüm güçlerin ve toplumun sahip çıkması, yanlarında olması ve desteklemesi, ülkemizdeki gazetecilik faaliyetlerin özgürce sürdürülebilmesi bakımından da büyük önem arz etmektedir’ denildi.

Basın açıklaması şöyle:

“Bir ülkede; Yargı, Yasama ve Yürütme erklerinden sonra dördüncü erk olarak geldiği kabul edilen Medya, en karanlık çağlarda olduğu gibi bugün de gizli saklı kalmış gerçeklere ışık tutarak, toplumları aydınlatma görevini yürütmektedir.

İktidarların ve güç odaklarının ellerinde gerek adeta birer silaha, manipülasyon aracına, gerçeğin üstünü örten kara kaftanlara, asimilasyon, savaş çığırtkanlığı ve gerekse insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve özgürlüklerini baskılama açısından ciddi bir tehlikeye dönüşen medya ve habercilik; ehil ellerde bulundurulduğunda bir toplumun ve ülkenin özgürlüğüne kavuşmasına da sebep olabilmektedir.

En yakın coğrafya olan ve ülkemizi de buradaki iş birlikçileri ile bir alt yönetim gibi idare eden Türkiye Devleti, bugün gerici AKP rejiminin elinde gazeteciler için en büyük hapishaneye dönüşmüş durumdadır.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü ise 2022 yılına ilişkin raporunda; dünyada 533 gazetecinin tutuklandığını, 57’sinin de öldürüldüğünü bildirmiştir.

Tutuklama ve cinayetlerdeki rekor artışa da işaret eden raporda RSF, 65 medya temsilcisinin rehin, 49’unun da kayıp durumda olduğunu açıklamıştır.

ABD Merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi de (Committee to Protect Journalists / CPJ) geçtiğimiz Aralık ayında yayımladığı yıllık raporunda, 2022 yılında en çok gazeteci hapseden beş ülkeyi “İran, Çin, Myanmar, Türkiye ve Belarus” olarak yayınlamıştır.

Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısı 2021'de 18 iken 2022'de 40'a yükseldiği de yine raporda belirtilen bilgiler arasındadır.

Aynı raporda; kadınların şeriat rejimi içinde özgürlük mücadelesi verdiği İran’da ise 62 gazetecinin hapis olduğunu belirtilmiş, Mahsa Amini protestolarında ise düzinelerce gazetecinin protestolara yönelik baskılar sırasında tutuklanan tahmini 14 bin İranlı arasında yer aldığına dikkat çekilmiştir.

Ülkemizde ise basın özgürlüğüne ilişkin yapılan baskılarda ciddi bir şekilde artış vardır. Baskıların odağında ki muhalif gazetecilerimiz, yazarlarımız ve basın emekçilerimiz egemenleri eleştirdikleri için cezai soruşturmaya ve yargılanmaya maruz bırakılmaktadır. Meslektaşlarımız gözaltına alınmakta, özgürlükleri kısıtlanmakta ve yurtdışına çıkışları engellenmektedir. 

Özgürlüklerimize yönelik yapılan baskılar artarak devam ederken, iktidarları ve onların emir aldıkları üstlerini rahatsız eden, araştırmacı gazetecilik örneklerine bir yenisini ekleyen; sendikamız Basın-Sen’in Basın, Yayın ve Propaganda Sekreteri, Özgür Gazete Genel Yayın Yönetmeni Pınar Barut ve sendika üyemiz Bugün Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ayşemden Akın mücadelelerinde yalnız bırakılmamalı, desteklenmelidir.

Pınar Barut, yaptığı haberler ve ortaya çıkardığı belgelerle Kıbrıs’ın kuzeyinde sinsice yapılanan, 18 yaş altı çocukların istismar tehlikesini doğuran dernek adı altındaki cemaat faaliyetlerini, cemaatlere mensup kişilerin devlette yapılanma çabalarını ortaya dökerken, Ayşemden Akın ise Türkiye’den atama Din İşleri Başkanı’nın asıl niyetini ve adamızda yürüttüğü toplumsal barışı tehdit eden, kadınlarımızın haklarına halel getirecek gerici düşüncelerini ortaya dökmüştür.

Ülkemizdeki muhalif sesler için alanın daraldığı ve sesini yükseltmenin gittikçe ağırlaştığı bir ortamda yetkili makamların harekete geçmesi ve ortaya çıkarılan bu gerçeklerle ilgili güç sahiplerine baskı unsuru oluşturulması gerekmektedir.  

Bunu ancak yapılan yayınlara, gazetecilerimize ve basın emekçilerimize destek verip; tehdit ve baskılara karşı mücadele pratiği oluşturarak ve özgürlüklerimizi koruyarak geliştirebiliriz. Bu gelişimi ancak ve ancak; sorumluluk, birliktelik ve dayanışma ruhu ile sağlayabiliriz.

Gazeteci Ayşemden Akın ve Gazeteci Pınar Barut’un yaptıkları cesaretli yayınlar nedeniyle; iktidar sahiplerinin hem itibarsızlaştırma çabaları hem de baskısının üzerlerinde olduğunu ve tehditlere maruz kaldıklarını duyuyor, görüyor ve biliyoruz. 

Toplumu aydınlatma görevlerini cesaretle ve korkusuzca yerine getiren Sevgili Pınar Barut ve Ayşemden Akın’a muhalif tüm güçlerin ve toplumun sahip çıkması, yanlarında olması ve desteklemesi, ülkemizdeki gazetecilik faaliyetlerin özgürce sürdürülebilmesi bakımından da büyük önem arz etmektedir.

Tüm bu sebeplerle, iki gazetecimize de yaptıkları başarılı haberler ve yerine getirdikleri kamu görevleri için teşekkür ederiz.  Gazeteci olmanın zorluklarını bilincinde görevlerini ifa ederken tehdit edilen, baskılara maruz kalan Pınar Barut ve Ayşemden Akın’ın her koşulda yanında olduğumuzu, toplumumuzun haber alma hakkına engel olmaya çalışan egemenlere karşı mücadelemizin her alanda devam edeceğinin altını çizeriz.

Unutulmasın özgür ve objektif basın toplumun bilinçlenmesi ve demokrasinin gelişmesinin en önemli unsurlarından biridir. Bilgi arama ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkının bir parçasıdır. Özgür bir basın olursa her alanda egemenliği elinde bulunduranlar sorgulanabilir, hesap verilmeleri sağlanabilir.

Unutulmasın özgür bir basın, özgür bir toplumun en önemli unsurlarından bir tanesidir.”