Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) World’de 20 Temmuz’da yayınlanan, yapımcılığını ve yönetmenliğini Atakan Kerküklü'nün yaptığı “Akdeniz'in Neo-Nazileri” isimli belgeselde, Yunanistan’daki ırkçı Altın Şafak Partisi'nin ve Güney Kıbrıs'taki Altın Şafak bağlantılı faşist ELAM partisinin yasa dışı faaliyetleri ve EOKA anlatılıyor.
Güney Kıbrıs’tan aşırı sağcı ELAM Başkanı’nın yanı sıra anti-faşistlerin, akademisyenlerin ve AKEL Meclis Sözcüsü Yiorgos Loukaides’in düşüncelerini paylaştığı belgeselde, Kıbrıslı Rumların faşizme ilişkin gösterdiği tepki ve cesaretle konuşmaları son derece ilgi çekici...
Kıbrıslı Türk müzisyen Sertunç Akdoğu’nun 2010 yılında Larnaka’da bir festival sırasında, faşistler tarafından uğradığı saldırıya da yer verilen belgeselin, Kıbrıslı Rumların barış çağrılarıyla bittiği görülüyor.
Fakat Yunan ve Rum medyası, belgeselin çekimleri sırasında birçok katılımcının TRT’nin bir belgeseli veya Türk yapımı bir belgesel için çekim yapıldığını bilmediğini iddia ediyor.
Belgesel için APOEL futbol takımı fanları ve APOEL eski başkanı Christoforos Potamitis ile TRT’den değil, yapılan röportajlardan 1 sene önce bir Yunan gazetecinin kendileri ile iletişim kurduğu belirtiliyor.
Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Fileleftheros Gazetesi çekimlerin ‘garip bir aldatmaca’ ile yapıldığını ileri sürdü.
Gazete, bir TRT kameranın APOEL Derneği'ne nasıl girdiği ve APOEL hayranlarıyla nasıl konuştuğu sorgulanınca bir Yunan gazetecinin, yaklaşık bir yıl önce, Avrupa'nın güneyindeki futbol kulüplerinin taraftarları, ideolojileri ve tutumları hakkında bir belgesel çekeceğini bildirmesi üzerine röportajların yapıldığının anlaşıldığını yazdı.
Belgeselin yapımcı ve yönetmeni Atakan Kerküklü ise yapım sürecinde birçok engelle karşılaştığını söyleyerek, TRT’ye yaşananları şöyle anlatmıştı:
"Diplomatik olarak bazı engellere takıldık. Açıkçası bunların hepsini ben birebir yaşadım. Çok kolay değildi. Biz turist olarak gittik oraya. Çekimlerimizi öyle gerçekleştirmek zorunda kaldık. Sonradan öğrendiğimize göre, onlar bizim gazeteci olduğumuzu anlamışlar ve peşimize devlet görevlilerini takarak bizi orada takip ettiler. Ama biz röportajları farklı yerlerde, deniz kenarında çektiğimiz için o engelleri atlamış olduk."
Yunan ve Kıbrıslı Rum faşistlere yakın sosyal medya hesaplarından ve bazı web sitelerinden “Türk propagandasının araçları haline gelen Kıbrıslıları ve belgesele konuşan Yunanları göreceğiz. AKP mi faşizmden bahsediyor?” içerikli, belgesele konuşan Yunanları ve Kıbrıslı Rumları hedef alan haberler yapılmaya başlandı.
Bkz. http://www.oparlapipas.gr/2020/07/eoka-5.html
Not: Belgeselde AKEL Meclis Sözcüsü Yiorgos Loukaides’in adı ve soyadının, "Andros Kipriarun" olarak yanlış yazıldığı görülüyor.
Yorumunuz