The Economist dergisi, ‘Rus yaptırımları ile tuhaf Türk para politikası arasındaki bağlantı’ başlıklı haberinde, birçok ülkenin Rusya'dan uzaklaşırken Türkiye’nin Rusya’ya daha da yaklaştığını belirterek, “Rus turistler ve göçmenler İstanbul'a ve ülkenin sahil beldelerine akın ediyor ve binlerce mülk satın alıyor. Rusya, güneydeki Akkuyu'da 20 milyar Dolar'a mal olan nükleer santralin finanse edilmesine yardım ediyor. Birçok ülke Ukrayna'yı işgalinden bu yana Rusya'ya ihracatını keserken, Türkiye'ninki Dolar bazında Rusya’ya ihracatı % 60 arttı. Yaptırımlarla kısıtlanan Batılı firmalar, Türkiye'yi Rusya'ya ihracat yapmak için bir geçiş noktası olarak kullanıyor gibi görünüyor” diye yazdı.

Haberin devamında şu ifadeler kullanıldı:

“Türkiye'nin tuhaf para politikası, ülkenin Rus nakdine bu kadar meraklı olmasının bir nedenidir. Enflasyonun % 80'e yükselmesine rağmen, aklı başında herhangi bir ekonomistin önereceğinin tam tersi bir tepki ile 18 Ağustos'ta Türkiye Merkez Bankası faiz oranını %14'ten %13'e düşürdü. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomiyi canlandırmak ve böylece gelecek yaz yapılacak seçimlerde şansını artırmak için borçlanma maliyetlerinin düşürülmesini istiyor. Ancak gevşek para politikası TL’nin düşmesine neden oldu. TL, 2018'den bu yana Dolar karşısında değerinin dörtte üçünü kaybetti ve para biriminin zayıflaması, ithalat maliyetini daha da yükselterek Türkiye'nin enflasyon zorluklarına katkıda bulunuyor.

Yaptırımları kırma stratejisi: Türkiye, finansal piyasalarda TL satın almak için dövize şiddetle ihtiyaç duyuyor, böylece kurları yükseltmeden para biriminin değerini destekliyor. Merkez bankası muhtemelen son aylarda bu şekilde on milyarlarca Dolar harcadı. Rusya, hidrokarbon ihracatından elde edilen dövizde yüzüyor ve dostları ve yabancı malları ise kıt. Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı, Erdoğan'ın dış rezervlerini desteklemeye yardımcı oluyor, çünkü ihracatçılar artık yabancı kazançlarının bir kısmını hükümetle, yerel para birimi için değiştirmek zorundalar. Yaptırımları kıran ve çılgınca para politikası bu nedenle aynı madalyonun iki yüzüdür. 

Amerikalı politikacılar Türkiye'nin stratejisinden duydukları rahatsızlığın sinyalini verdi. Analistler, Türkiye’nin ikincil yaptırımları riske attığı konusunda uyarıyor. Ancak Erdoğan, parayı Batı ile sıcak ilişkilerden daha önemli görüyor. BlueBay Asset Management'tan Timothy Ash, 'Kazanması gereken bir seçim var. Sınırlarını zorlayacak' diyor."
Kaynak: The Economist