Vanity Fair dergisinin 16 Aralık tarihinde yayımladığı, iki bölümlük haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Kalem Müdürü Susie Wiles'ın yönetim hakkındaki yorumları öne çıkarılarak, Trump’ın "alkolik bir kişiliğe sahip olduğu" ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in de "on yıllardır komplo teorisyeni" olduğu, Başsavcı Pam Bondi’nin, Jeffrey Epstein’a ilişkin belgeleri ilk kez yayımlarken “tam anlamıyla çuvalladığı" gibi açıklamalar yer aldı.
Trump’ın Özel Kalem Müdürü Elon Musk'ı "dahiler gibi tuhaf, çok tuhaf bir tip" olarak nitelendirdi ve ayrıca Musk'ın kendisinin de itiraf ettiği gibi “bir ketamin kullanıcısı" olarak tanımladı.
Trump yönetimi nasıl yanıt verdi?
USA Today’in aktardığına göre Beyaz Saray, alıntıların doğruluğunu tartışmadı; ancak sözlerin bağlamından koparıldığını savundu ve yönetimi öven diğer yorumların habere dahil edilmediğini ileri sürdü.
Trump, 16 Aralık’ta New York Post’a verdiği röportajda, Vanity Fair’i okumadığını, ilgili yazıyı da okumadığını söyledi; haberdeki bazı “gerçeklerin” yanlış olduğunu ve röportajı yapan kişinin kasıtlı biçimde yanlış yönlendirildiğini öne sürdü.
Wiles ise sosyal medyada, makaleyi kendisine, Trump’a ve kabinesine yönelik “samimiyetsiz biçimde çerçevelenmiş ['framed'] bir karalama yazısı” olarak niteledi.
Fotoğrafçı, Trump'ın en yakın yardımcılarının aşırı yakın çekim fotoğraflarını savundu
Vanity Fair dergisi haberine eşlik eden fotoğraflar da hiç olumlu bir tablo çizmedi.
Chris Whipple imzalı "Kasırganın Gözü" ( ‘Eye of the Hurricane’) başlıklı makaleye eşlik eden fotoğraflar büyük yankı uyandırdı. Ünlü foto muhabiri Christopher Anderson, çekim için görevlendirildi. Wiles ve Vance’in yanı sıra Trump’ın basın sözcüsü Karoline Leavitt, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, danışman Stephen Miller, Beyaz Saray Özel Kalem Başkan Yardımcısı Dan Scavino ile Beyaz Saray’da yasama, siyasi ve kamu işleri alanlarından sorumlu Özel Kalem Başkan Yardımcısı James Blair olmak üzere yedi kişiyi fotoğrafladı.
Fotoğrafçı Anderson, aşırı yakın çekimleriyle tanınıyor ve Vanity Fair için de Trump'ın yakın çevresini son derece yakın mesafeden gösteren fotoğraflar çekti. Örneğin Rubio'nun fotoğrafında, yüzündeki her kırışıklık, her gözenek görülebiliyor. Leavitt'e ise daha da yaklaştı; o kadar yaklaştı ki, dudaklarındaki enjeksiyon yapıldığına benzeyen bölgeler de görüldü.
Photoshop kullanmadı
Anderson, Washington Post'a fotoğrafları hakkında verdiği röportajda, "İnsanlar Leavitt'in kusurlarını ve enjeksiyon izlerini Photoshop kullanarak rötuşlamadığım için şok olmuş görünüyorlar." dedi. Ancak enjeksiyon izlerini gözden kaçırmadığını ısrarla belirtti. "Böyle şeyleri rötuşlamamı bekleyenlerin olması beni şaşırtıyor." diyerek tepki gösterdi.
Trump'ın ekibini kasten kötü gösterdiği yönündeki eleştirilerle karşı karşıya kalan Anderson, sadece gördüklerini resmettiğini söyledi. Anderson, sadece görüneni yansıttığını yineledi. “Birini iyi ya da kötü göstermek niyetiyle yola çıkmıyorum. (…) Amacım, o anda, konuyla karşılaştığım an gördüklerimi gerçeğe uygun biçimde yansıtan bir görüntü oluşturmak.” dedi.
Fotoğrafçı ayrıca, aşırı yakın çekim portrelerin yıllardır çekim pratiğinin bir parçası olduğunu, örneğin ABD eski başkanı Barack Obama'yı ve eşi Michelle Obama'yı da aynı şekilde fotoğrafladığını belirtti. "İnternetin, rötuşlanmış değil, gerçek fotoğrafları gördüğü için çıldırması bir şey ifade ediyor." dedi.
Leavitt henüz fotoğraflarla ilgili yorum yapmadı. Meslektaşlarından Beyaz Saray Basın Sözcüsü Taylor Rogers, People dergisine şunları söyledi: "Vanity Fair'in Karoline'i ve Beyaz Saray personelini kasıtlı olarak tuhaf bir şekilde fotoğrafladığı ve onları küçük düşürmek ve utandırmak için fotoğrafları kasten düzenlediği aşikâr."
ABD Başkanı, geçmişte Leavitt'in görünüşü hakkında birkaç kez yorumda bulunmuştu. Ekim ortasında, "O yüz... ve o dudaklar, makineli tüfek gibi hareket ediyor" demişti. Ağustos ayında ise Trump, Leavitt'in "yıldız" niteliklerini övmüştü. "O yüz, o zeka, o dudaklar." ifadelerini kullanmıştı.
Kaynaklar: Vanity Fair - USA Today - Spiegel











Yorumunuz