Bugün, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da emperyalizme, saltanata ve hilafete karşı kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun'a varışının 105’inci yıl dönümü...
2010 yılında hayata veda eden gazeteci İlhan Selçuk’un 1966 yılında YÖN Dergisi’nde yayımlanan ‘Gardrop Atatürkçüleri’ başlıklı yazısını orijinali ile karşılaştırdıktan sonra okurlarımızla paylaşıyoruz... Yazıdaki üslup 1966 yılı Türkiye koşullarında İlhan Selçuk'un kendi yarattığı deyimle, 'Gardrop Atatürkçüleri'ne tepkisinin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
‘Gardrop Atatürkçüleri’
‘Türkiye’de hiç kimse gardrop Atatürkçüsü kadar Atatürkçülüğe zarar vermedi. Hiç kimse gardrop Atatürkçüsü kadar devrimleri kemiremedi. Hiç kimse Türkiye’nin çağdaş medeniyet seviyesine erişmek çabasını gardrop Atatürkçüsü kadar baltalayamadı.
Kafası boş, üslûpkâr, olumlu düşünceden yoksun beyzade, kalemiyle fikirlerin ancak kabuğunu tırmalayan kültürsüz yaratık.
Halk düşmanı, Osmanlı tenperesti, çalışmadan yaşayan asalak, imtiyazlı dalkavuk, Batı’nın penceresinde maymun, komprador hizmetçisi kalem...
İngiliz kumaşında, Fransız kravatında, İskoçya viskisinde, İtalyan şapkasında, Batı medeniyetini başlatıp bitiren zavallı.
Bir gardırobun eni boyu ve yüksekliğinde dünyası çizilen entelektüel... Halkı hor gören, Batı’nın üstünlüğüne körü körüne inanan.
Amerikan zencisine, Amerikan beyazından düşman, Batı’nın üstünlüğüne Batı’dan fazla inanan, Kongoluya Belçikalıdan daha hırslı, Çinliden korkan, Cezayir’e kin duyan, Nasır’a İngilizden fazla diş bileyen...
Batı toplumunu tenkit ve tahlil eden çağdaş düşünceyi ve akımları küfür sayan...
Atatürk’ün milli kurtuluş savaşını, Amerikan kapitalizmine, emperyalizmine satmakta mezat memuru... Son yılların olayları iyice ortaya çıkıyor ki, Atatürk’ün bağımsızlık ve kurtuluş hareketini yabancılarla ortak çıkarlarla eritenlerin başında gardrop Atatürkçüleri gelmektedir. Bunların menfaatleri uğruna yapmayacakları hiçbir şey yoktur. Çünkü onlar gerçekte Atatürkçü değil, Osmanlı tenperestidirler. Atatürk’ün bükülmez iradesi altına girip hizmet görmeyi hiçbir zaman için çıkarlarına uygun bulmamışlardır. Batılılaşma sandıkları hareket, yüzde yüz kompradorların Batılılaşma anlayışlarına uygundur.
Halk bir yanda horlanacak, sefalet içinde yüzecek, aşağılık görülecek, bir azınlığın iktisadi çıkarları için kullanılacaktır.
Öte yanda bir mutlu azınlık Batılı maymunluğunda ve refah içinde yaşayacaktır. Caz ile dans ederek, açık saçık elbise giyerek, şapkanın envaını deneyerek, Batı’nın muhafazakâr akımlarını temsil eden eserleri tiyatrolarda oynayarak...
Operaların renkli kostümleriyle parlayan sahnelerde salonları yabancı misafirler, kordiplomatik ve levantenlerle doldurup Batılılaşma- Fransız, İngiliz ve Amerikalılardan aferin bekleyerek...
Böylesine tiplerin Tanzimat’ın ve Meşrutiyet’in fesli, altın çerçeveli gözlüklü, getrli, kolalı yakalı alafranga beylerinden hiçbir farkı yoktur. Bunlar yaşadıkları Atatürk çağının anlamını hiçbir zaman anlamamış ve anlamak istememiş salak Osmanlı tenperestleridir. Bunların yüzündendir ki devrim halka mal edilememiştir, bunların yüzündendir ki Atatürkçülük anlayışı fakir halk tabakaları karşısında iktisadi muhtevadan yoksun bir anlamsızlık içinde kalmıştır.
Ve ilk fırsatta Atatürk’e ihanet etmek fırsatını kaçırmamış ve Atatürk düşmanlarıyla birkaç pula anlaşarak kemiklerini satmışlardır.
Halkın vicdanında yoğunlaşmış inançlara küfretmek, ama o inançların sahiplerine hiçbir hak tanımamak mesleği bunlarındır. Çıkarcılıkları, inançsızlıkları, eyyamcılıkları, ikiyüzlülükleriyle gerçek halk çocuklarının güvensizliğini, kişiliklerinde toplayanlar bunlardır.
Bunların verdikleri kötü örnekler, Atatürkçülüğün kurutulması için en başta gelen rolü oynamışlardır.
Gerçek Atatürkçülere ve Atatürkçülüğün devrimcilik-devletçilik-halkçılık temel ilkelerine düşmandırlar.
Bugün kompradorlar yönetimin en başta gelen hizmetkârları olarak komisyoncuların, tefecilerin, vurguncuların, vatan satıcılarının avukatlığını yapmaktadırlar.
Milliyetçiliği milliyetsizlerin, müslümanlığı sahtecilerin elinden kurtarmak gerektiği gibi Atatürkçülüğü Atatürkçülüğün A'sından nasipsiz bu Osmanlı tenperestlerinin dilinden kurtarmak gerekir. Atatürk, kapitalizmin emperyalizminden vatanı kurtarmak savaşının lideridir. Gardrop Atatürkçüleri ise Güney Afrika’dan Güneydoğu Asya’ya ve Güney Amerika’ya kadar kapitalizmin bütün sömürgelerinde bulunan Batı mukallidi maymunlardan farksızdılar.
Atatürk’ün şekilde yaptıkları devrimlerin yanında görünürler, ama Atatürkçülüğün devletçilik-devrimcilik-halkçılık ilkeleri köklü reformları gerektirdiği için karşıdırlar. Şapka giymek haksız kazançlarla ilgili değildir. Latin harfleriyle de yazsan Arap harfleriyle de yazsan kompradorun çıkarını ilgilendirmez. Şekilde kalan her değişiklik, çıkarlara dokunmayan her davranış, yüzeyde kalan her tedbir elbette çıkarcı çevreleri rahatsız etmez.
Ama emperyalizme karşı her çıkış ve emperyalizmin içerdeki temsilcilerine karşı her tedbir içerde ve dışarda kıyameti koparır.
Gerçek Atatürkçüler Batı mukallitlerinin Türk kurtuluş hareketini nasıl yozlaştırdığını iyice tahlil etmelidirler. Bugün Asya’nın ve Afrika’nın mazlum milletlerinin emperyalizme baş kaldırmasını yeren kişiler, şapka da giyseler, çarşafa karşı da olsalar, yeni yazıya taraftar da olsalar, Atatürkçü sayılmazlar. Onlar devrim hareketlerini gardrop değişikliği sanan zavallılardır.’
İlhan Selçuk, 9 Eylül 1966- Yön Dergisi, Sf.5, Yıl 5 – Sayı: 180
Kaynak: YÖN Dergisi
Yorumunuz