Röportajlar

İş kadını Pınar Başman Süren: 'Başarılı öğrencilere eğitim bursu vereceğiz'

Can Sarvan

Başman ailesini yakından tanıyanlar aile üyelerinin ne kadar mütevazı olduğunu gözlemlemiştir. Pınar Başman disiplini, zekası ve zarafeti ile tanınır. Bugüne dek hangi işe el attıysa başarmıştır.

Başman Group'un Kurumsal İlişkilerden ve IT'den sorumlu Direktörü ve Avon Kozmetik, MAC Kozmetik ve Sarev Ev Tekstili Direktörü Pınar Başman, aynı zamanda 3 çocuk sahibi bir anne... Girişimci Kadınlar Derneği (GİKAD) Kurucu üyesi ve Asbaşkanı, Türk Maarif Koleji Vakfı Murahhas üyesi, Türk Sigorta Yönetim Kurulu üyesi ve Beylerbeyi Inner Wheel Kulübü üyesi olan Pınar Başman, Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı da yürütüyor.

İnsanın yazarken yorulduğu bu kadar çok sorumluluğu üç çocuğunu büyütürken nasıl yürütüyor olabilir? Röportaj sırasında hem bunun sırrını öğrendik hem de Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı'nın 2022'de yetenekli ve başarılı öğrencilere burs vereceğini...

Direktörlüğünü yaptığınız Başman Group-Avon Kozmetik’de depo dahil tüm departmanlarda çalıştıktan sonra yöneticiliğe başlamanız her aile şirketinde karşılaştığımız bir durum değil. Bunu zamanında siz mi tercih ettiniz?

Babam ve rahmetli amcam, 1960 yılında kurdukları Başman Group of Companies’in bu günlere gelmesi için çok çalıştılar, çok çabaladılar. Yoklukların yaşandığı o yıllarda özellikle yardımlaşma ve tutumlu olma en önemli değerlerdi. Biz hep bu örneklerle büyüdük. Ben ve abilerim kendimizi bildik bileli zaten tatillerimizde veya boş zamanlarımızda şirketimizde elimizden geldiğince çalışıyor ve yardımcı oluyorduk.

Sorduğunuz soruya gelirsek, her departmanda çalışmak benim tercihimdi çünkü gerçek ve kalıcı başarı için işinizdeki her detayı ve her departmanı temelden bilmeniz gerektiğinin her zaman farkında oldum. Yaptığınız işteki ayrıntıları öğrenip uygulayabilmek, işinizi ve çalışma arkadaşlarınızı tam olarak anlamanızı sağlıyor ve bu da sizi başarıya götürüyor aslında. Eğitim sürecimizde de aile hayatımızda da bize bu, böyle öğretildi. 

"İstatistiklerden bildiğimiz gerçek; ikinci nesillerin ardından aile şirketleri büyük bir oranla hayatta kalmayı başaramıyor. Şirketimizin sürekliliği için kurumsallaşmanın büyük önem taşıdığına inanıyorum"

Başman Group’un kurumsallaşmasında oldukça emeğiniz olduğu, hatta Aile Anayasası’nın hayata geçirilmesinde de en büyük katkıyı sizin yaptığınız biliniyor. Aile Anayasası’nın aile şirketlerinin yaşayabileceği sıkıntıların giderilmesinde etkili bir araç olduğunu düşünüyor musunuz?

Başman Group’un daha nice nesiller devam etmesini çok arzuluyorum. İstatistiklerden bildiğimiz gerçek; ikinci nesillerin ardından aile şirketleri büyük bir oranla hayatta kalmayı başaramadığıdır. Şirketimizin sürekliliği için kurumsallaşmanın büyük önem taşıdığına inanıyorum ve bunu biliyorum. Şirketlerin, kişilerle değil iyi bir sistemle yönetilmesi, sürekliliğini sağlıyor. Biz 3 kardeşiz, toplamda 8 çocuğumuz var. Bunun için güçlü aile bağları ve sistemli bir iş yapısı sürekliliğimiz için olmazsa olmazdır. Aile Anayasası’nı yazmakla iş bitmiyor; bunun hayata geçirilmesi için İkinci nesil olan tüm kardeşlerin adil olarak ve sürekli çaba göstermesi büyük önem taşıyor. 

Dünya genelinde aile şirketlerine baktığımızda, talepkâr ve çok tecrübe sahibi olmadan hemen başa geçmek isteyen, belki biraz şımarık olmakla da yerilen yeni kuşak üyeleri; kardeşler ve kardeş çocukları arasında olası duygusal rekabet; kimin halef olacağı, eşlerin de bazen aile şirketine katılması gibi pek çok etkenin özellikle üçüncü kuşaklar yönetime geldiğinde ciddi sorunlara neden oluyor. Kıbrıs’taki aile şirketlerinin de üçüncü kuşak yönetime geçerken sorun yaşayabileceğini düşünüyor musunuz?

Bahsettikleriniz ciddi sorunlar ve bunlar olduğu zaman; örneğin, tecrübesiz kişinin yönetici koltuğuna oturması, kıskançlıklar, duygusal rekabet gibi, zaten bu durumdaki bir şirketin ömrünün uzun olmayacağı kesindir. Bu, tüm ülkelerde olduğu gibi Kıbrıs’ta da böyledir…

Başman Group’ta İnsan Kaynakları Departmanı ve Bilgi Teknolojileri Departmanı’nın direktörlüğünü yürütüyorsunuz. Ülkemizde Türkiye firmalarının ürettiği hazır yazılımların kullanılması, yerel yazılım sektörünün gelişmesinde en büyük engel olarak görülüyor. Çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin kodlama eğitimine ilgisi bile yeni yeni yeşeriyor ve mevcut şartlarda dünyadaki değişime ayak uyduramadığımız söylenebilir. İhtiyaca göre yerel yazılımların üretilmesinde iş dünyası içinde farkındalık yaratmak gerektiğine katılıyor musunuz?

Bizim şirketimizde de Türkiye firmalarının ürettiği hazır yazılımlar kullanılıyor. Ancak bazı özel raporlamalar için ara yazılımlara da ihtiyaçlar duyuyoruz; bunları da yerel şirketlerden alıyoruz. Türkiye’den aldığımız yazılım programları Kıbrıs’ta olsa zaten tercihimiz mutlaka bu yönde olurdu.  

Yazılım sektörünün gelişmemesi ülkemizin yapısından da kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Eğitim sistemimizde bu konulara daha çok önem verilmesi ile ailelerin de bilinçlenerek çocuklarını yönlendirmeleriyle, ilerleyen yıllarda bu sektörün ülkemizde gelişmesi de mümkün olacaktır.

Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği’nin (GİKAD) Asbaşkanısınız. Kıbrıs Türk kadınlarının Türkiye’ye kıyasla çok daha girişimci olduklarını biliyoruz. Kadınlarımızın girişimciliğinde sizin gözlemledikleriniz neler?

Bir Kıbrıslı Türk kadını olarak geçmişteki aile yapımıza da baktığım zaman, büyük annemler, büyük halamlar gibi, o zamanlarda sigortalı iş hayatında olmasalar dahi her zaman üreten kadınlar olduklarını görüyorum. Bahçesinde çalışan, dikiş diken, yemek yapan, çocuğunun eğitimine destek sağlayan Kıbrıslı Türk kadınları, genellikle çalışkan ve üretmeyi seven kadınlar... Ancak sonrasını getirmekte desteğe ihtiyaç duyabiliyorlar. En önemlisi, maddi desteğin yanında duygusal desteğe de ihtiyaç duyulması. İşte bu noktada hükümetlere ve kadın derneklerine, bu girişimciliği desteklemek adına büyük bir rol düşüyor.

Ülkemizdeki ticari faaliyetlere odaklı odaların ve derneklerin seçkinci ve kapalı yapılar olduğuna dair çok da dile getirilmeyen ama kapı arkasında yoğun olarak yapılan eleştiriler var. Bu eleştirileri yerinde buluyor musunuz? Ve daha yatay şekillenen ve açık oluşumlar kurmak için neler yapmalı?

Bu söylediğiniz bazı dernekler veya odalar için geçerli olabilir ancak bunu genelleştirmeyi doğru bulmuyorum. Açık ve şeffaf yönetimler uzun vadede her zaman daha başarılı olurlar. Odaların veya derneklerin geleceklerinin sadece yönetim veya başkanlarına bağlı olmaması için mutlaka kurumsallaştırılmaları gerektiğine inanıyorum.

"KKTC’deki yerel üretimi destekleyerek, özellikle bu ürünlerin pazarlamasına katkı koymak. Üreten çok kadınımız var ancak bunları nasıl pazarlayacaklarını bilmiyorlar. İşte biz Gİ-KA KOOP olarak bu noktada devreye gireceğiz"

Girişimci Kadınlar Kalkınma Kooperatifi (Gİ-KA KOOP) bu sene, geçtiğimiz yaz kuruldu. Son derece önemli bir adım olarak bu kooperatif neler yapmayı hedefliyor ve kadınların kooperatife katılımı yeterli düzeyde mi?

Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği'ni (GİKAD) kurarken, bizim bir hayalimiz de üreten kadınları destekleyecek bir kooperatif kurmaktı. Bunu da 3 Temmuz 2021 Uluslararası Dünya Kooperatif Günü’nde, Girişimci Kadınlar Kalkınma Kooperatifi (Gİ-KA KOOP) adı altında kurduk. Kadınlarımızın Gİ-KA KOOP’a ilgisi oldukça yüksek ve her geçen gün katılım artıyor.

Amacımız; KKTC’deki yerel üretimi destekleyerek, özellikle bu ürünlerin pazarlamasına katkı koymak. Üreten çok kadınımız var ancak bunları nasıl pazarlayacaklarını bilmiyorlar. İşte biz Gİ-KA KOOP olarak bu noktada devreye gireceğiz.

Hedefimiz; Gİ-KA KOOP’un kadınları ileriye doğru çekecek güçlü bir el olması. Bu hedefe ulaşmak için kamu, özel şirketler, odalar, sivil toplum kuruluşları ve diğer kooperatifler ile iş birliği yapacağız. 

Pazarlama konusunu hızlandırmak için ise ilk iş birliğimizi, Turizm ve Otelciler Birliği ile bir anlaşma imzalayarak yaptık.

Piyasada kadın şirket yöneticilerinin diğer kadınların kurduğu şirketleri desteklemesinde, en azından farkındalık yaratmakta Avrupa’ya ve ABD’ye göre geride olduğumuz söylenebilir. Hâlâ birçok sektörde erkek egemenliği yaygın ve bunu yıkmanın bir yolu da kadından kadına destek olunmasından geçiyor. Bizde piyasada kadın dayanışmasının ağları nasıl kurulabilir sizce? 

Kadın dayanışma ağlarının kurulması için sivil toplum örgütlerinin önemi çok büyük. Biz GİKAD’ı kurarken hedeflerimizden birisi de buydu. Hedefimiz, ulusal ve uluslararası platformlarda tüm paydaşlarla hedefe odaklanıp, güçlü bir kadın girişimci ağı için öncü olmak. 

"Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı'nın amaçlarından biri yurt içinde veya yurt dışında öğrenim yapan gençlere, burs ve ödül gibi parasal ve ayni yardımlarda bulunmaktır"

Aile olarak kurduğunuz Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı bugüne kadar kurulan vakıflardan farklı olarak yetenekli fakat maddi imkânları kısıtlı gençlere yurt içinde ve yurt dışında öğretim yapmaları için parasal ve ayni yardımlar yapacak. Özellikle bu alanda Vakıf nasıl karar verecek? Ve farz edelim ki başarılı bir öğrenciye katkı yapıldı; o öğrencinin mezun olduktan sonra şirketinizde çalışması gerekecek mi?

Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı, yaşamın en temel gereksinimleri arasında olan eğitim, sağlık, spor ve kültür alanlarının gelişimine katkı sağlayarak, Kuzey Kıbrıs’ın daha hızlı gelişmesine destek olmayı ve fayda sağlamayı amaçlıyor. Yetenekli fakat maddi imkânları kısıtlı gençleri, fırsat eşitliği yaratarak desteklemek, yurt içinde veya yurt dışında öğrenim yapan gençlere, burs ve ödül gibi parasal ve ayni yardımlarda bulunmak vakfımızın amaçlarından birisidir.

2022 yılından itibaren uygulamak üzere bir Burs Yönetmeliği oluşturduk. Buna göre; lisans öğrencilerine vereceğimiz burslar yanında her yıl belirlenecek sayıda ilk ve orta öğretimde okuyan öğrenciye okul ihtiyaç bursu verilecektir.

Lisans bursları şu şekilde olacak:

a. Yurtiçi ve yurtdışındaki üniversite sınavlarında başarılı olmuş ve maddi durumu yeterli olmayan, tüm konularda ve sınıflarda lisans eğitimleri için, başarılı öğrencilere, “Eğitim Bursu” verilecektir ve bu normal eğitim sürelerince devam edecektir. Her yıl 1 kişiye verilecektir.

b. Herhangi bir sanat veya spor dalında yetenekli ve başarılı olan ya da liselerden ilk 3 derece ile mezun olup üniversite giriş sınavlarında başarılı olan öğrencilere “Üstün Başarı ve Yetenek Bursu” verilecektir. Her yıl 1 kişiye ve sadece ilk yılı için verilecektir.

c. Görme, işitme, ortopedik engelli olup yükseköğretim yerleştirme puanı sıralaması bakımından üst sıralamada yer alan öğrencilere, “Özel Öğrenci Eğitim Bursu” verilebilecektir. Bu başvurulara göre değerlendirilecektir ve eğitim süresi için verilecektir.

Vakıf Yönetim Kurulu eğitim-öğretim döneminin başlamasından önce burs ve yardımların tür, miktar ve tutarları hakkında karar alacak ve Vakıf web sitesinden duyuracaktır. Başvuru taleplerinin kabul edilebilmesi için Vakıf Yönetimi, uygun gördüğü öğrencileri gerekli başvuru evraklarını getirmesi / göndermesi için bilgilendirecek, evraklar incelendikten sonra gerekli görülürse, bursiyer mülakata alınacaktır. Yönetim Kurulu onayı ve Mütevelli Heyeti kararı ile burslar kesinleşecektir. 

Burs alan öğrencilerin mezun olduktan sonra şirketlerimizde çalışmaları gibi bir mecburiyetleri yoktur ancak istemeleri durumda tabii ki onlara öncelik verilecektir. 

"Vakfımızın amaçlarından bir diğeri de Kuzey Kıbrıs için “Fark Yaratan” kişi veya kurumları her yıl ödüllendirmek ve bu konuda bir farkındalık yaratmaktır"

Mevhibe & Mustafa Başman Vakfı’nın şu anda üzerinde çalıştığı projeler nelerdir?

Vakfımız henüz bir bebek, bunun için şu anda spor, sağlık ve eğitim konularında gelen ihtiyaç talepleri değerlendirilerek bağışlar yapılıyor. 2022 yılında ise eğitim alanında bir proje belirlemek için çalışıyoruz.

Vakfımızın amaçlarından birisi de Kuzey Kıbrıs için “Fark Yaratan” kişi veya kurumları her yıl ödüllendirmek ve bu konuda bir farkındalık yaratmaktır. “Mevhibe & Mustafa Başman Fark Yaratanlar Ödülü” adı altında, 2021 yılında KKTC’nin gelişimine sağlık alanında katkı koyan, değer katan kişi veya kurum seçiliyor. Bunun için değerli isimlerden oluşan bir Seçici Kurul oluşturduk. Kazanan ise belirlenecek miktar ile ödüllendirilecek.

3 çocuk annesi olmanızın iş hayatınız üzerindeki etkileri neler oldu?

3 çocuk annesi olmamın iş hayatımdan çok, özel hayatımı etkilediğini söyleyebilirim. Hem evimi hem işimi doğru yönetebilmek için çok düzenli ve sistemli çalışmam gerekiyor. Disiplinli olabilmek için, yeri geldiğinde uykusuz kalmam gerekiyor. Bazen eğlenceden, keyiften vazgeçmem gerekiyor. Ancak bunlardan hiç şikâyet etmedim. Hem çocuklarımla hem işimle geçirdiğim zamandan hep keyif almaya çalışıyorum. Çocuklar zaten insana yaşama sevinci ve ekstra mutluluk veriyorlar. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum, iyi ki varlar… 

"Çocuk düşünen genç yönetici kadınlara söyleyeceğim; çocukların hayatınıza ne kadar çok keyif ve güzel enerji getirdikleridir. Onlar iş hayatınıza engel değil, geleceğinize bir umut oluyorlar"

Kadın şirket sahipleri bir yandan da erkek egemenliği ile boğuştukları için çok planlı, eşlerinden veya genel olarak erkeklerden daha yoğun çalışmak zorundalar. Bir de iş yüküne çocuklarla annelik eklenince kadın yöneticiler enerjilerini birçok işe bölmek ve azami ölçüde doğru kullanmak durumunda kalıyor. Kadın yöneticilere, özellikle aynı zamanda anne olan genç kadın yöneticilere ve girişimcilere neler önerirsiniz?

Yaşamlarımızı, yapmış olduğumuz ya da yapmadığımız tüm seçimlerimizle aslında bizler kurguluyoruz. Sorumluluk aslında sadece kendimizde, düşüncelerimizde, hayallerimizde, seçimlerimizde, hareket ve eylemlerimizde… İnandığımız şeyi ısrarla tekrarladığımızda onu gerçekleştirebiliyoruz. 

Biraz önce de söylediğim gibi bunun için düzenli ve sistemli olarak çalışmak gerekiyor. Disiplinli olmak gerekiyor. Çocuk düşünen genç yönetici kadınlara söyleyeceğim; çocukların hayatınıza ne kadar çok keyif ve güzel enerji getirdikleridir. Onlar iş hayatınıza engel değil, geleceğinize bir umut oluyorlar. Bebeklik dönemleri zor geçse de bu geçici bir süreçtir. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin!

:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın