Dünya

UFO söylentileri Pentagon’un gizli askeri projelerini gizlemek için kasıtlı yayılmış

Wall Street Journal, ABD ordusunun uzaylı teknolojisine dair sahte kanıtlar ürettiğini; gerçek ve  gizli silah programlarını örtbas etmek için UFO söylentilerinin yayılmasını sağladığını bildirdi.

ABD Savunma Bakanlığı’nın on yıllar süren örtbas faaliyetleri, uzaylı mitolojisinin nasıl kasıtlı şekilde yayıldığını ortaya koydu.

Amerikan ve dünya kamuoyunu yıllardır meşgul eden tanımlanamayan uçan cisimler olarak UFO'lar ve “tanımlanamayan anormal fenomenler” (UAP, Unidentified Anomalous Phenomena) efsanelerinin arkasındaki gerçeğin, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un bilinçli dezenformasyonlarına dayandığı ortaya çıktı. 

ABD Kongresi'nin talimatıyla 2022’de kurulan ve ABD Savunma Bakanlığı’nın Tüm Alanlarda Anomali Çözüm Ofisi (AARO, All-domain Anomaly Resolution Office) tarafından yürütülen soruşturma, bazı UFO söylentilerinin bizzat Pentagon tarafından yaygınlaştırıldığını tespit etti.

Gizli askeri projeleri Soğuk Savaş döneminde Sovyetlerden gizlemek için askeri bir örtbas stratejisi

Soruşturma sırasında 1980’li yıllara dayanan çarpıcı bir olaya ulaşıldı. O dönem görevde olan bir Hava Kuvvetleri albayı, Nevada çölündeki gizli askeri üs, Area 51 yakınlarındaki bir barın sahibine, uçan daireye benzeyen tahrif edilmiş bazı fotoğrafları verdi. Fotoğraflar duvarlara asıldı ve yerel efsaneye ABD ordusunun gizlice kurtarılan uzaylı teknolojisini test ettiği söylemi eklendi.

Bu fotoğraflar ABD’nin uzaylı teknolojisini test ettiği efsanesinin yerel halk arasında kökleşmesine neden oldu. Ancak albayın amacı gerçeği değil, bir illüzyonu yaymaktı. Albay dezenformasyon yayma görevindeydi. Pentagon’a göre bu dezenformasyon, gerçek gizli askeri projeleri Sovyetlerden gizlemek için yürütülen bir örtbas stratejisiydi.

Artık emekli olan subay 2023'te Pentagon araştırmacılarına fotoğrafların tahrif edildiğini itiraf etti. Tüm bu tatbikat, Area 51'de gerçekten olup biteni korumak için bir hileydi: Hava Kuvvetleri, Sovyetler Birliği'ne karşı kritik bir avantaj olarak görülen, son derece gizli savaş uçakları geliştirmek için burayı kullanıyordu. Askeri komutanlar yerel halkın bir şekilde, diyelim ki, F-117 gizli savaş uçağının test uçuşunu görmeleri durumunda programların ifşa olabileceğinden endişe ediyorlardı. Andromeda Galaksisi'nden geldiğine inanmaları daha iyiydi.

Aslında test edilen, uzaylı teknolojisi değil, radar yakalanmayan savaş uçaklarıydı. Öyle ki, F-117 gibi o dönem sır gibi saklanan uçakların silüetleri, halkın gözünde uzaylı araçları gibi görünüyordu. Bu algı, gerçek teknolojinin gizli kalmasını sağlıyordu.

Lockheed F-117 Nighthawk, Fotoğraf ve çizim. Wikipedia

Bazı Hava Kuvvetleri subaylarına sözde gizli bir uzaylı projesi hakkında brifing verildi ve sırrın açığa çıkması durumunda hapisle ve idamla tehdit edildiler

Eski bir Hava Kuvvetleri subayı, AARO araştırma ofisinin ilk yöneticisi Sean Kirkpatrick’in ekibine onlarca yıl önce gizli bir uzaylı projesi hakkında brifing aldığını ve sırrı bir başkasına söylerse hapse atılabileceği veya idam edilebileceği konusunda uyarıldığını söyledi. Aynı iddia bu konudan eşlerine bile hiç bahsetmemiş diğer başka erkek subaylar tarafından da araştırma ekibine tekrarlandı.

Subaylara, ‘Yankee Blue’ olarak adlandırılan katıldıkları programın, uzaylı uçağındaki teknolojiyi tersine mühendislikle değiştirme çabasının bir parçası olduğu ve bir daha asla bundan bahsetmemeleri söylendi. Birçoğu bunun sahte olduğunu hiç öğrenmedi. Kirkpatrick, uygulamanın onlarca yıl önce başladığını ve halen devam ediyor gibi göründüğünü ortaya çıkardı. ABD Savunma Bakanlığı, 2023 baharında uygulamanın derhal durdurulmasını emreden bir talimat gönderdi, ancak hasar çoktan verilmişti. 

Ekibin başındaki Kirkpatrick, 60 yıl öncesine dayanan bir başka gizemi daha araştırdı. 1967 yılında, şu an 84 yaşında olan Robert Salas, Montana'da giyinme odası büyüklüğündeki bir sığınakta kalan ve 10 nükleer füzenin kontrolünden sorumlu bir Hava Kuvvetleri yüzbaşısıydı. 

Sovyet Rusya ilk saldıran olursa kıyametvari saldırılar başlatmaya hazırdı ve bir gece saat 20:00 civarında yukarıdaki muhafız istasyonundan bir çağrı aldı. Salas, Kirkpatrick'in araştırma ekibine ön kapının üzerinde parlayan kırmızımsı turuncu oval bir nesnenin süzüldüğünü söyledi. Muhafızlar tüfeklerini çekmiş, kapının üzerinde yüzüyormuş gibi görünen oval nesneye doğrultmuşlardı. Sığınaktan kontrol sisteminde bir sorun olduğunu gösteren bir ses yankılandı: 10 füzenin hepsi devre dışı bırakılmıştı. 

Salas kısa süre sonra yakınlardaki diğer silolarda da benzer bir olayın yaşandığını öğrendi. Saldırı altında mıydılar? Salas hiçbir zaman bir cevap alamadı. Ertesi sabah Salas'ı üsse geri götürmek için bir helikopter bekliyordu. Oraya vardığında kendisine şu emir verildi: "Olayı asla kimseyle tartışma!" 

Salas, Kirkpatrick'in ekibi tarafından röportaj yapılan ve 1960'larda ve 70'lerde bu tür olaylara tanık olan beş kişiden biriydi. Gizlilik yemini etmiş olsalar da, bu subaylar hikâyelerini 90'larda kitaplarda ve belgesellerde paylaşmaya başladılar. 

Kirkpatrick'in ekibi hikâyenin aslını araştırdı. Amerika'nın nükleer füzelerini çevreleyen beton ve çelik bariyerler, Sovyet saldırısıyla vurulmaları halinde Amerikalılara bir şans verecek kadar kalındı. Ancak o zamanki bilim insanları, nükleer patlamanın oluşturduğu yoğun elektromanyetik dalga fırtınasının, karşı saldırı başlatmak için gereken donanımı kullanılamaz hale getirebileceğinden korkuyordu. 

Hava Kuvvetleri bu açığı test etmek için nükleer silah patlatmaya gerek kalmadan bu yıkıcı enerji darbesini simüle eden egzotik bir elektromanyetik jeneratör geliştirdi. Tesisin 60 fit yukarısındaki taşınabilir bir platforma yerleştirilen bu cihaz etkinleştirildiğinde, bazen kör edici turuncu bir ışıkla parlayana kadar güç topluyordu. Daha sonra yıldırıma benzeyen bir enerji patlamasını ateşliyordu.

Elektromanyetik darbeler, Salas gibi fırlatma komutanlarının oturduğu sığınağa bağlı kablolardan aşağı doğru kıvrılarak güdüm sistemlerini bozuyor, silahları devre dışı bırakıyordu.

O dönemde testlerin herhangi bir şekilde kamuoyuna sızdırılması, Rusya'nın Amerika'nın nükleer cephaneliğinin ilk saldırıda etkisiz hale getirilebileceğini bilmesini sağlayacaktı. Tanıklar karanlıkta tutuldu.

Starlink uydularının güneş ışığını yansıtması sonucu oluşan görüntüler, doğrulanmadan UFO olarak rapor edildi

Wall Street Journal’ın (WSJ) elde ettiği belgeler ve yapılan röportajlar, Pentagon’un kasıtlı olarak körüklediği UFO söylentilerinde Starlink uydularının güneş ışığını yansıtması sonucu oluşan görüntülerin pilotlar tarafından UFO olarak rapor edildiğini ve bunların doğrulanmadan kamuoyuna yansıtıldığını açığa çıkardı.

Artan kamuoyu ilgisi arasında, bu tür raporların sayısı son yıllarda fırladı ve 2004 ile 2021 arasında 144 olan sayı, Mayıs 2023'ten sonraki 12 ayda 757'ye çıktı. AARO, olayların çoğunu balonlara, kuşlara ve gökyüzünü dolduran droneların yaygınlaşmasına bağladı.

Açıklanamayan bazı olayların, Çin uçaklarının görünümlerini bozan yeni nesil gizleme yöntemleri kullanması gibi yabancı teknolojiler olup olmadığı hâlâ inceleniyor.

Pentagon’un UFO söylentilerine katkısı, bir yandan Sovyet tehdidine karşı geliştirilen gizli programların korunmasını sağladı, diğer yandan ise Amerikan halkı üzerinde yıllarca süren bir aldatmacaya dönüştü. Mitler o kadar derin kök saldı ki, artık gerçeğin sesi duyulmaz oldu.

Pentagon, eleştiriden ve itibar kaybından kaçınmak için 2024 araştırma raporunu törpüledi

WSJ, Pentagon'un 2024 raporunun kamuya açık versiyonunda, hem gizli sırları korumak hem de itibar kaybını önlemek için bazı UFO söylentilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olabilecek önemli gerçeklerin çıkarıldığını tespit etti. Özellikle Hava Kuvvetleri, gizli programları tehlikeye atabileceğine ve kariyerlere zarar verebileceği inancıyla bazı ayrıntıları atlamak için baskı yaptı.

Tam şeffaflık eksikliği komplo teorilerine daha fazla yakıt sağladı. Kongre üyeleri, bürokratik tabirle tanımlanamayan anormal olayları incelemek için çoğunlukla Cumhuriyetçilerden oluşan bir grup oluşturdu. Grup, istihbarat topluluğundan açıklama talep etti.

Kaynak: WSJ

: