Yazılar

18’e 30 mu?

Garip ama Kıbrıslı Türklerin Kuzey Kıbrıs’taki varlığından rahatsız olanlar mevcut. Oysa Türkiye’nin Kıbrıs Adası üzerinde garantörlük hakkına sahip olmasının biricik nedeni Kıbrıslı Türk varlığıdır. Ortadan Kıbrıslı Türkleri kaldırırsanız, Kıbrıslı Türksüz bir Ada’da Türkiye Kıbrıslı Rumları ‘korumak’ durumunda kalır. 
   1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Elen cemaati; Kıbrıslı Türkler ise Cumhuriyet vatandaşı Türk cemaati üyeleri olarak tanımlanmıştır. Anayasa’daki 7’ye 3 ilkesi pek çok bölümde karşımıza çıkar. Kıbrıs Cumhuriyeti Emniyet Kuvvetleri’nin % 70’inin Kıbrıslı Rumlardan, % 30’nun Kıbrıslı Türklerden oluşacağı Anayasa’da belirtilmiştir. Temsilciler Meclisi’nin toplam 50 üyesinin % 70’i, yani 35 temsilcinin Elenlerden; % 30’unun, yani 15 temsilcinin Kıbrıslı Türklerden meydana geleceği kabul edilmiştir. Radyo yayınlarında bile Elenlerin yayın süresi 7 saat uzatılırsa Kıbrıslı Türklerin yayın hakkı her 7 saate karşılık 3 saat artırılmıştır. Amme Hizmeti Komisyonu’nun 7 üyesi Kıbrıslı Rum ise, 3 üyesi Kıbrıslı Türktür. Anastasiadis’in çıkacak doğalgazın gelirlerinin nüfus oranına göre paylaştırılması önerisinin kamuoyunda % 70’e % 30 olarak algılanmasının nedeni de budur. Güney Kıbrıs 1974 sonrasında Anayasa’daki bu oranı göstermelik de olsa korumaya özen gösteren bir politika izlemiş ve 1985’de Temsilciler Meclisi’nde seçilmiş milletvekili sayısını 80’e çıkartırken Meclis’in 56 milletvekilinin Kıbrıslı Rumlardan, 24 vekilinin ise Kıbrıslı Türklerden oluşması doğrultusunda yasal değişiklik yapmıştır.
   Doğalgaz gelirlerinin paylaştırılmasında bir uzlaşmaya varılırsa ve dikkate alınacak olan nüfus Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerse, Güney Kıbrıs BM gözetiminde Kıbrıs genelinde yaşayan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sayısının belirlenmesini talep edecektir. Yıllardır sürdürülen ‘gelen Türk giden Türk’ politikası sonucu, Ada’daki Kıbrıslı Türk sayısı Kıbrıslı Rumların epey altına inmiştir. 1960’da, 441.656 Kıbrıslı Rum’a karşılık 104.942 bin Kıbrıslı Türk vardı. Ermeniler, Katolikler, Maronitler ve diğerleri ile birlikte toplam nüfusun % 77’sini Kıbrıslı Rumlar, % 18.3’ünü Kıbrıslı Türkler oluşturuyordu. 2016 yılı sonunda Ada’da yaşayan Kıbrıslı Türk sayısı 92.200’e inmiş, Kıbrıslı Rum sayısı ise 706.800’e çıkmıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti verilerine göre, Ada’da artık % 74.6 Kıbrıslı Rum’a nispet % 9.8 Kıbrıslı Türk yaşamaktadır. BM ve AB gözetiminde genel bir nüfus sayımı yapılsa, 2019’da rakamın maksimum 100 bin Kıbrıslı Türk’e çıkacağı tahmin edilmektedir. Şayet Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda belirlendiği gibi % 18 Kıbrıslı Türk nüfusa karşılık hakların % 30’u ilkesi benimsenecek olursa, Kıbrıs Türk nüfusu % 18.3’den % 9.8’e düştüğü için reel olarak hak oranını % 30’dan % 16,06’ya indirme çabasına girişenler çıkacaktır.
   Kuşkusuz, bugün böyle bir oranlamayı kesinlikle reddediyoruz. Ancak madem Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’na göre kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörlerinden biridir; anayasada geçerli olan ‘Türk’ tanımı Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Kıbrıslı Türkleri kapsamaktadır. Türkiye’nin 1959 Garanti ve İttifak Anlaşmaları ve Ek Protokolleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olması, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Anayasası’nın 181. Maddesi’nde tanınmıştır. Garantörlerden biri olarak Türkiye de Kıbrıs’ın bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve Anayasası’na riayet edeceğini kabul etmiştir.
   Sonuç olarak, KKTC’de yurttaşlık edinme politikalarının Türkiye vatandaşları lehine esnetilmesi Türkiye’nin bir işine yaramadığı gibi, azalan Kıbrıslı Türk sayısı, doğru ya da yanlış, Kıbrıs Türk tarafının dolayısıyla Türkiye’nin olası hidrokarbon gelirlerindeki payını tartışmaya açma riski taşımaktadır. Kıbrıslı Türk nüfusun % 18’lerden % 9’lara düşme eğilimi hızını korursa zaten Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıslı Rumlara terk edilmiş olacak ve Türkiye’nin Ada’daki varlığı iyiden iyiye sorgulanır hale gelecektir. Güney Kıbrıs’taki statükonun Kıbrıslı Türklere ilişkin izlediği tüketme stratejisi tam da budur. Başkalarının da aynı yolu izlemesi, günün sonunda sadece Güney’deki siyasi erke kazanım sağlar.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz