Yazılar

Ağır Ceza’dakilere torpil mi? Ne karşılığında?

Parası bol olan sanıklara tutuksuz yargılanma yolu mu açılıyor?

Mahkemeler ve Polis 2 gündür çalkalanıyor. Ağır Ceza’da davası görülmekte olan bazı zenginlerin tutuksuz yargılanmasının sağlanacağına dair bir spekülasyon her yerde konuşuluyor.

Ortalığın karışmasının nedeni, Mahkemeler’de kısa bir süre önce yaşanan bir olay: Girne Ağır Ceza’da yargılanan ve insan kaçakçılığından tutuklanan bir grup sanık itham ediliyor ve tutuklu yargılanmalarına karar veriliyor. Sanıkların avukatı kararı istinafa götürüyor. Şüphesiz, yargıçların aldıkları kararlara itiraz etmek tutukluların en doğal hakkı… Ancak iddialara göre, işleyişte hiç karşılaşılmayan bir duruma tanık olunuyor. Normal şartlarda yargıcın ithamından sonra istinaf süreci en az 3 ay, ortalama 6 ay sürüyor. Fakat bu davada her şey ışık hızı ile ilerliyor. 

Sırada bekleyen diğer tutanak talepleri bekletiliyor ve davanın zabıtlarının acilen hazırlanması ve gönderilmesi isteniyor. Normalde 8-12 gün süren tutanak hazırlama ve teslim süreci, derhal bitiriliyor. Ulak hazırlanan tutanakları elden alıp Lefkoşa’ya götürüyor. Zabıtların arşive kayıt işleminin bile bir sırası varken, bu davanınkiler hızla arşive kaydediliyor. Nasıl oluyorsa tarafları son bir uzlaşıya zorlamak için yapılan zaptı davaya, istinafın dosyalanması için sanığa verilen 10 günlük süre, Başsavcılığa tanınan 14 günlük zaman aralığı daha bitmeden gün veriliyor ve birkaç gün sonra da dava dinleniyor. Böylece normalde en az 3 ay, ortalama 6 ay süren bu prosedür 1 haftada bitiriliyor. Usulen Savcılığın haklarının korunması için sadece istinaf açısından bile süreç 14 gün bekletilirken, bu davada aynı süreç 5 günde herkesi koşturarak tamamlatılıyor.

Her şey bir davaya özel bu kadar hızlı ilerletilince, Ağır Ceza’da tutuksuz yargılanmanın önü mü açılacak soruları sorulmaya başlanıyor. Malum birkaç ultra zengin tefeci tam da bu aralar sahtekârlık, resmi evrakta sahteleme yapmakla suçlanıyor. Ne tesadüf ki o davalar da mart ortasında başlıyor. Kamuoyunun pek ilgilenmediği bir davadan yeni bir içtihat yaratılacağı, toplumun merakla beklediği davalarda zenginlerin tutuksuz yargılanmasına olanak sağlanacağı iddiası böylece her yerde konuşulmaya başlanıyor.

Öncelikle, kendi araştırmalarıma dayanarak, Anglosakson hukukunun geçerli olduğu İngiltere’de veya mesela Avustralya’da Ağır Ceza’da yargılanmasına karar verilenlerin tutuksuz yargılanmalarına istisnai durumlar hariç, izin verilmediğini belirtmeliyim. 

Neden istisnai durumlar olması şart koşuluyor? Çünkü zaten sanığın Ağır Ceza’da yargılanmasına karar verilmeden önce bir dizi yargı süreci işletiliyor. Bizim hukuk sistemimizin de bağlı olduğu Anglosakson hukuk sisteminde, zanlının alt mahkemede yapılan ilk sorgusunda aleyhinde sunulan deliller inceleniyor ve yargıç bu kanıtların varlığına göre davayı Ağır Ceza’ya havale ediyor. Bir sanığın Ağır Ceza’da yargılanmasına karar verilmişse, Mahkeme’ye sanığın suç işlememiş olabileceğine dair ikna edici deliller sunulmamış demektir. 

Ağır Ceza’ya gönderilen sanık itham edilene kadar Yüksek Mahkeme’ye başvurarak zaten itiraz hakkını kullanabilir. Ağır Ceza’da itham edilmiş bir sanığın itham sonrası istinafa gitmesi ve bu istinaf sürecinin, istinafın dinlenmesiyle birlikte 1 haftada bitirilmesine bugüne dek bu olay dışında hiç rastlanıldı mı? 

Dönelim İngiltere’ye: İngiltere’de Ağır Ceza’ya sevk edilen bir sanığın tutuksuz yargılanması için istisnai durumunu Mahkeme’ye ispatlaması zorunludur.

Niçin? Çünkü orada da önceden değerlendirilen delillere göre, bir sanığın ağır ceza almasını gerektiren bir suçu işlemiş olma olasılığının yüksek olduğu tespit edilmişse, sanık kefaletle serbest bırakılmaz, tutuklu yargılanır. Aynı durum Avustralya’da da geçerlidir.

Sanığın teminatla serbest bırakılması halinde ‘kabul edilemez bir risk’ varsa, yani ülkeyi gizlice terk etmesi, suç işlemesi, herhangi bir kişinin güvenliğini veya refahını tehlikeye atması, adaletin işleyişini engellemesi veya bir tanığa müdahale etmesi gibi çok ciddi bir risk varsa, sanığın tutuksuz yargılanması İngiltere’de de reddediliyor. Kabul edilemez risklerin olduğunu kanıtlamak, bizdeki gibi Savcılığın sorumluluğundadır. 

Ağır Ceza’da tutuksuz yargılanma bu nedenle son derece tartışmalı bir konu olarak kabul ediliyor. Bir sanığın suç işlemiş olma ihtimalinin yüksek olmaması durumunda zaten sanık Ağır Ceza’ya gönderilmiyor. Savcılık, elindeki deliller yetersizse Mahkeme’yi o sanığın suç işlemiş olabileceğine ikna edemiyor. Ancak bir sanık Ağır Ceza’ya gönderilmişse zaten önceki dava süreçlerinde Mahkeme Savcılığın iddialarının değerlendirmiş ve suça dair yeterli kanıtlar olabileceğine ikna olmuştur.

Üstelik, dünyanın birçok ülkesinde Ağır Ceza’da yargılanacak ve istisnai bir gerekçeye sahip olan sanıklar tutuksuz yargılanacaksa ev hapsine alınıyor, elektronik kelepçe ile sürekli takip ediliyor. Asil Nadir İngiltere’de daha ilk sorgusu yapılırken, elektronik kelepçe ile ev hapsinde tutulmadı mı? KKTC’de böyle bir uygulama var mı? Yok. İngiltere’deki gibi bizde de içtihat kararları yasalaşıyor mu? Hayır. Yıllardır başka yargıçlarca alınan tutuklu yargılanma kararları yasalaşmayınca o kararlar norm yerine konuluyor. Normlar yasaya dökülmeyince yanlış ellerde kolaylıkla tersi ile değiştirilme riski barındırıyor.

Herkes bir suçu işlediği kanıtlanıncaya kadar suçsuz, masum sayılmalıdır. İyi de aleyhine suç kanıtları olmasa, istinaf sürecinde de Ağır Ceza’ya sevk kararı yanlış bulunmamışsa, o sanığın Ağır Ceza’da ne işi var? 

Savcılık tanıklarının birden fazla davada KKTC’yi terk ettiği bir ülkede, Ağır Ceza’daki davalar düşüyor ve sırf bu yüzden suç işlemiş olabilecek sanıklar serbest kalıyorsa ve bu davaların sanıkları her seferinde zengin sanıklarsa Mahkemeler'de zenginlerin kayrıldığını mı düşünmeliyiz? Bir grup yoz adalet dağıtıcısının gözlerini açıp adamına/kadınına göre usulü, içtihatları ve kararları değiştirdiğine mi inanmalıyız? Ne karşılığında? Torpilli hatırı mı? Akraba kıyağı mı? Çürük bazı avukatlarla astronomik sterlin pazarlığı mı? 

Ülkemizin elde kalan tek bağımsız kurumu tertemiz ve çok değerli isimlere rağmen içerinden mi kirletiliyor? Aleyhlerindeki alt mahkeme kararları yok sayılan haksızca, sebepsizce zenginleşenler paçayı bu yoz grubun yardımıyla mı kurtarıyor? Sahtekârlar ve hilekârlar önünde para için eğilenler mi var? Bulut Akacan’ı tutuklu yargılatmak için her şeyi yapanlar, 18 Mart’ta davası başlayacak Tekin Arhun’u tutuksuz yargılatmak amacıyla ışık hızı ile atağa mı geçiyor? Yargılananlar banka sahipleri olunca, başka davalardan yolu temizlemeye ve açmaya çalışanlar mı var? Başınızı önlerinde eğdikleriniz, gün gelir arkanızdan belinizi de büker, tarihte çok örneği yok mu?

Asli Yetki’den, istinaftan tutturamadınız, şimdi başka davadan Ağır Ceza’da tutuksuz yargılanmaya yol mu vereceksiniz? Tekrar soralım: Ne karşılığında?

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın