Dünya

Volkanik küle, zararlı gazlara ve aşırı sıcağa rağmen arılar yaşamayı başardı

Arılar yalnızca patlayan yanardağın sıcaklığından ve zararlı gazlarından kurtulmayı başarmakla kalmadılar, aynı zamanda 50 gün boyunca kovandaki bal depolarından beslenerek açlıktan da kurtuldular.

Eylül ayında Kanarya Adaları'ndaki Cumbre Vieja yanardağı patladıktan ve saldığı lav akıntıları ile evleri, kiliseleri ve dükkanları tahrip ettikten yaklaşık 50 gün sonra, bir arıcı yanardağın kovanlarına ne yaptığını görmek için harap olmuş köylerden birine geri döndü.

Bulduğu şey şok ediciydi: Volkanik külle kaplı beş kovanın içinde, hâlâ canlı ve vızıldayan on binlerce arı vardı.

Kanarya Adaları'nda bir arıcı ve arıcılar derneği Gran Canaria’nın sözcüsü Antonio Quesada, arıların yalnızca yanardağın sıcaklığından ve zararlı gazlarından kurtulmayı başarmakla kalmadıklarını, aynı zamanda kovandaki bal depolarından beslenerek açlıktan da kurtulduklarını söyledi. 

İspanya'nın Kanarya takımadalarındaki bir tatil adası olan, 80.000 kişilik La Palma’da 100'den fazla arıcı çalışıyor.

Arıların bu tür korkunç koşullarda hayatta kalabilme yeteneği, aynı zamanda, pestisitler, parazitler ve habitat kaybı nedeniyle karşı karşıya kaldıkları ciddi tehditlerle ilgili haberlerde genellikle göz ardı edilen bir özelliklerini, dayanıklılıklarını hatırlattı.

Quesada, "Yüz binlerce yıldır etrafta olan bu kadar küçük bir hayvanın bu direnci ve hayatta kalma yeteneğini nasıl koruyabildiği inanılmaz" dedi ve bölgede 'Kanarya kara arısı' denilen arıların, arı tutkalı olarak da bilinen reçine benzeri bir karışım olan ‘propolis’i bazen kendilerini kovanın içinde mühürlemek için kullandıklarını söyledi.

Arıların “kendilerini yanardağın gazlarından koruduğu”nu söyleyen Quesada, ayrıca dışarı çıkmak için daha sonra kullanabilecekleri küçük bir yol bıraktıklarını vurguladı.

Maryland Üniversitesi Entomoloji [böcek bilimi] bölümünde araştırmacı Nathalie Steinhauer, bal arılarının bitkilerden ve tomurcuklardan topladıkları maddelerden ürettikleri propolisi kovandaki küçük boşlukları tıkamak için ve yağmur suyu ve cereyanlardan korumak için kullandığını kaydetti.

Dr. Steinhauer, adadaki arıların kendilerini bu tür baskıcı koşullardan izole ederek kovanın içinde haftalar geçirmeyi başarmasının şaşırtıcı ve hatta ilham verici olduğunu söyledi ve olayın “bal arılarının esnekliği hakkında çok şey anlattığı”nı vurguladı.

On yılı aşkın bir süredir arıcılar ve araştırmacılar, tarımda kritik bir rol oynayan arıların, yiyecek ürettikleri ve yavrularına baktığı yaz aylarında bile yüksek oranlarda ölmesiyle ilgili alarm veriyor. Bu ölümlerin temel nedenlerini pestisitler, parazitler ve habitat kaybı oluşturuyor.

Oysa son derece becerikli arıların hayatta kalma mücadelesine dair örnekler takdire şayan: Orman yangınlarında işçi arıların kanatlarını açıp kovanların sıcaklığını düşürmeyi başarmasıyla yangınlarından sağ kurtulan bal arıları hakkında bolca hikâye var. Çıkan yangın Paris’teki Notre-Dame Katedrali'ni yok ettiğinde, katedralin çatısında birkaç kovanı olan bir arıcı, arıların bal yiyerek hayatta kaldıklarını görünce çok heyecanlanmıştı. Kovanları sel tarafından süpürüldükten sonra hayatta kalan arı kolonileri olduğu da defalarca tespit edildi.

La Palma'daki kovanlardaki arılar da şanslıydı çünkü kovanlara düşen volkanik külün gözenekli ve hafif olduğu ve oksijenin girmesine izin verdiği belirlendi.

La Palma’da yüzlerce başka kovan da kurtarıldı ve bu kovanlar La Palma'nın diğer bölgelerine götürüldü. Arıcıların sözcüsü Quesada, bu arıların bir zamanlar bulundukları köylere geri dönemediklerini, çünkü hayatlarını sürdürdükleri bitki örtüsünün çoğunun volkanik kül veya sertleşmiş lavla kaplı olduğunu söyledi.
Kaynak: The New York Times

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın