Alışveriş yapanlar uzun süredir düşük tuzlu yemekleri veya şekeri azaltılmış tahılları seçmek için ürün içeriklerini kontrol ediyor. 

Şimdilerde bazı şirketler, şampuandan süte kadar ürünlerin karbon emisyonlarını gösteren etiketlerle tüketicilerin seçim yapmasına yardımcı olmak istiyor.

Karbon etiketlerinin artarak kullanılmaya başlaması, tüketiciler, yatırımcılar ve yasa yapıcıların küresel ısınmaya ilişkin endişelerinin yükselmesinden ve emisyonlarla gittikçe daha fazla ilgilenmesinden kaynaklanıyor. 

“Sürdürülebilir olarak algılanan markaların satışları daha hızlı artıyor”

Dove sabunlarının üreticisi Unilever, 70.000 ürününün tümü için karbon ayak izi ayrıntılarını tanıtmak istediğini ve bilgileri en iyi nasıl toplayıp sunacağını araştırdığını bildirdi. Şirket, sürdürülebilir olarak algılanan markaların satışlarının, sürdürülebilir olmayan markalardan daha hızlı arttığını kaydediyor.

Bir dizi şirket yakın zamanda karbon etiketlerini kullanmaya başladı. Etin yerine geçen ürünleriyle tanınan et ikame markası Quorn, bazı ürünlerinin paketlerinde çiftlikten rafa karbon emisyonlarının bir değerlendirmesini geçen yıldan bu yana sunuyor. Paketlerdeki rakamlar üretim sürecindeki tüm sera gazı emisyonlarını yansıtıyor ve kilogram başına karbondioksit eşdeğerlerini gösteriyor.

Yulaflı içecek üreticisi İsveç markası Oatly AB, Country Crock serpme makinesi sahibi Upfield Holdings ve restoran zinciri Just Salad, bilgisayar klavyesi üreticisi Logitech International gibi bazı gıda dışı şirketleri de paketlerine veya menülerine karbon rakamları koyuyor.

L’Oréal gibi diğer tüketim malları devleri de bu trendi benimsedi. L’Oréal şampuan benzeri durulama gerektiren tüm ürünleri için gelecek yıl karbon etiketleri kullanılabileceğini belirtiyor.

Hâlihazırda Fransız Garnier saç ürünleri karbon emisyonlarıyla birlikte çevrimiçi bir çevresel etki puanı sunuyor.

Oatly, ambalaj üzerinde karbon rakamlarını sergileyen birkaç marka arasında yer alıyor.

“On yıl içinde karbon etiketlerinde bir patlama göreceğiz” 

Ürünlerinin çevresel etkilerini ifşa etmek isteyen şirketlerle çalışan Birleşik Krallık'tan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş, Carbon Disclosure Project'in yöneticisi Dexter Galvin, "Önümüzdeki on yıl içinde bu tür ürün etiketlemesinde bir patlama göreceğiz. Şirketler bunu tamamen yeşil PR yapmak ve insanları rakamlarla kandırmak için kullanabileceğinden, bu son derece olumlu veya son derece olumsuz olabilir" diyor.

Şirketler, yasa koyucuların karbon emisyonları hakkında daha fazla açıklama talep etmesini beklediklerini ve bunun da işletmeleri ürünlerinin karbon ayak izlerini ölçmeye motive ettiğini söylüyor. 

Şirketlere karbon etiketleri oluşturmakta yardımcı olan danışmanlarsa, bu tür etiketlerin bir pazarlama aracı olarak kullanılmasının muhtemel olduğunu ama net sıfır emisyonlara doğru ilerlemeyi hızlandırmak üzere rekabeti teşvik edebileceğini de söylüyor.

Ancak bugün, ürün düzeyinde güvenilir verilerin bulunmadığı da bir gerçek. 

Karbon ayak izi verilerini elde edebilmek ve veri güvenliğini sağlamak için Unilever, L’Oréal ve Colgate-Palmolive gibi şirketler, karbon ayak izinin ölçülmesi için standart bir yöntemden yana olduklarını söylüyor. Avrupa Birliği ise şirketlerden, ürünlerinin ve hizmetlerinin çevresel ayak izine ilişkin verilerini doğrulamak için standart yöntemler kullanmalarını talep etmeyi düşünüyor.

Quorn, karbon etiketlerinin daha geniş bir şekilde benimsenmesinin, beslenme etiketlerinde olduğu gibi, insanların yemek yeme şeklini çevresel faktörlere göre değiştirebileceğini öngörüyor. Quorn, kendi ürünlerinin emisyonlarını birincil ve ikincil verilerin yanı sıra tahminleri de kullanarak hesaplıyor ve rakamlarını bir danışmanlık firmasına kontrol ettiriyor.

Unilever tedarikçilerine karbon ayak izini faturalarda beyan etmeleri için sistem kuruyor

Unilever, ürün düzeyinde doğru emisyonları tespit etmek için, her bir ürüne giren bileşenlerin ayak izi hakkında doğrudan bilgi almaya çalışıyor. Tedarikçilerine mal ve hizmetlerin karbon ayak izini faturalarda beyan etmeleri için bir sistem kuruyor. Unilever’in Sürdürülebilirlik Başkanı Thomas Lingard, bu tür ölçümlerin sadece tahminlerden oluşmaması ve şirketin tedarikçilerinden ne satın aldığından emin olması için standartlaştırılıp doğrulanmasının önemli olduğuna dikkat çekti.

Diş macunu üreticisi Colgate ise veri eksikliğine değiniyor. Colgate Sürdürülebilirlik Başkanı Vance Merolla, "Çoğu tedarikçi size kendi karbon ayak izini söyleyemez ve bu bilgi olmadan tüm süreç ortadan kalkar" dedi.

Hem Colgate hem de Unilever, doğrulanmış, ilk elden ürün düzeyinde emisyon verilerinin kullanılabilirliğini geliştirmek için Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi ile birlikte çalışıyor. 

Grup, mart ayında şirketler arasında karbon verisi alışverişini koordine etmek için bir girişim başlattı.

On yıl önce, İngiliz süpermarket devi Tesco, on binlerce ürününe yayılmasını hedefleyerek karbon ayak izi etiketlemeyi başlattı, ancak daha sonra tüketicilerin etiketleri kafa karıştırıcı bulduğunu ve satın alma kararlarını etkilemediğini söyleyerek girişimi sonlandırdı.

Kaynak: Saabira Chaudhuri, The Wall Street Journal, 01.04.2021
Haber hakkında daha fazlasını The Wall Street Journal’dan okuyabilirsiniz.